CENAZE HÜKÜMLERİ
CENAZE HÜKÜMLERİ
Author :
(0 Votes)
(0 Votes)
CENAZE HÜKÜMLERİ
Önsöz Allah'a şükürler olsun ki, bugün toplu-mumuzun Ehl-i Beyt (a.s)'ın nurlu yoluyla aşinalığı, geçmişe oranla hem nitelik hem de nicelik açısından daha bir artış kazanmış-tır. Gün geçtikçe de bu alandaki gelişim se-vindirici niteliktedir. Bugün ister inanç da-lında, isterse de tarihten tefsire, hadisten fıkha kadar dini inanç ve yaşamımızı ilgi-lendiren alanlarda bir veya bir kaç temel kaynaklara dayanan ilmi eseri bulmak müm-kündür. Çok değil, daha bundan yirmi sene ön-cesine kadar toplumumuzun, müslüman ale-mi bir kenara, bütün insanlık âleminde ulaş-tığı herkesi kendine hayran bırakan ve dün-yadaki Ehl-i Beyt izcileri arasında Kur'an'ın kardeşi olarak nitelenen, Hz. Emir'ül Mü-minin Ali (a.s)'ın nurlu sözlerinin küçük bir kısmını içeren "Nehc'ül Belağa" gibi bir e-serin varlığından haberi dahi yoktu. Ta ki, büyük düşünür merhum Abdulbaki GÖLPİ-NARLI bu eşsiz eserin sadece bir kısmını tercüme edip yayınlayınca, toplumumuz ya-vaş yavaş bu değerli eserle aşina olmağa başlamış, ama ne yazık ki, henüz dahi, toplumumuzun geneli içerisinde tanınmış de-ğildir. Keza, çok değil, daha on sene öncesine kadar yine toplumumuz, Ondört Pak Ma-sum'dan bazı seçme nurlu sözleri içeren Hasan bin Ali El- Harrani'nin yazmış olduğu "Akıllara Hediye" adlı eserin belki de adını bile duymamışlardı. Bugün de toplumun geneli bir yana, hatta toplumumuzun dini on-derliği iddiasında bulunan birçok kimse bu eşsiz eseri duymuş bile değildir. Yine, çok değil, bundan beş sene öncesine kadar toplumumuz, insana maneviyatin ve ya-ratana yönelişin en doruk noktasını yaşatan, Hz. Imam Zeynülabidin (a.s)'ın marifet ve ir-fan dolu yakarış ve dualarindan bir kısmını i-çeren "Sahife-i Seccadiye"nin ismini bile duy- 10 mamıştı. Türkçemize kazandırıldığı bu birkaç sene içinde de, toplumun geneli bir yana, önde gelen liderlerine dahi ulaşmış değildir.