SAHÂBENİN ADÂLETİ VE EBÛ HÜREYRE

SAHÂBENİN ADÂLETİ VE EBÛ HÜREYRE

SAHÂBENİN ADÂLETİ VE EBÛ HÜREYRE

(0 Votes)

QRCode

(0 Votes)

SAHÂBENİN ADÂLETİ VE EBÛ HÜREYRE

Ö N S Ö Z Bizleri “akıl” gibi en üstün donanım ile, yarattığı diğer canlılardan ayıran, hikmeti gereği peygamberler gönderen, “aklı, düşünerek zinde tutmamızı” emir buyurarak bize yol gösteren âlemlerin Rabbine sonsuz hamd ü senâlar, şükürler olsun. Hemen her durumda, ümmetini ve onların geleceğini düşünen ve onların kurtuluşu için çözümler sunan, kâinâtın efendisi, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’e, onun pâk Ehl-i Beytine, seçkin sahâbesine ve bu yolu takip eden güzîde ulemâ, evliyâ ve şühedâya salât ve selam olsun. Allah’ın Rasûlü’nün (s.a.a) vefatının hemen ardından sahâbe arasında imâmet ve hilâfet tartışmalarının başladığını hepimiz az çok biliyoruz. Ali ya da Ebûbekr merkezli bu tartışmaların Allah’ın Peygamberi (s.a.a) “henüz hayattayken” başladığını söylemek bile mümkün. Ancak ne var ki, o günlerde çok sönük ve sessiz olan, ufaktan kıpırdanışlar olarak süregelen bu tartışmalar, onun vefatıyla birlikte yoğunlaşmış ve aynı yoğunlukta, üstelik yanına daha başka konuları da takarak, yüzyıllar boyu devam etmiştir… O günün siyasi çalkantıları, ister istemez bir takım fikrî oluşumların doğumuna zemin hazırlamış; buna binâen ilk dönemlerde İslâm’ın değişik yorumuna ilişkin muhtelif mektepler zuhur etmiştir. Ehl-i Beyt (Şîa), Hâricîler, Mu’tezile ve Ehl-i Sünnet bu oluşumların en belirginleridir. Bilindiği üzere; İslâm dünyasında bunlardan sadece ikisi, eskiden olduğu gibi şimdi de varlığını hissedilir biçimde sürdürmektedir: Ehl-i Beyt ve Ehl-i Sünnet. Bu iki büyük İslâmî ekol arasında, imâmet ve hilâfet gibi, öteden beri tartışmalı olan ve hâlen de zaman zaman tartışılan bazı temel konular var. Müt’a nikâhını, abdestte ayakların meshi meselesini, Hz. Peygamber’in (s.a.a) hadislerini nakil ve kabul şartlarını… buna örnek verebiliriz.