KONULARA GÖRE HADİSLER
KONULARA GÖRE HADİSLER
0 Vote
127 View
KONULARA GÖRE HADİSLER Allah'ı Tanıma,Allah'ın Azameti ve Lütfü Namaz ve Etkileri Teheccüd Namazı Allah'a İman ve Rızayetini Elde Etmek Takva ve Gerekliliği Dua Ehl-i Beyt Ehl-i Beyt (a.s)'ın Sevgisi Övülmüş-Güzel Sıfatlar Ehl-i Beyt (a.s)'ın Şiileri ve Sıfatları İlim ve Değeri İlim Öğrenmenin Fazileti İlim ve İlim Öğretmenin Fazileti Alimlerin Fazileti ve Önemi Tövbe Müminlerin Haysiyet ve Vakarının Korunması Adaletsizlik ve Zulüm Müslüman Kardeşinin Hakları Selam İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak Dil ve Afetleri Gıybet ve İnsanları Ayıplamak Yalancılık Dost ve Arkadaşlık Kötü Arkadaş İnsanlara Hizmet Etmek Borç Vermek Muhtaçlara Yardım İnfak Sıla-i Rahim (Yakınları Ziyaret Etmek) Anne ve Babaya İyilik Etmek Çocukların Hakkı Süt Emzirme Evlilik Büyük Bir İbadettir Evliliğe Teşvik İlahi Rahmetin ve Güzel Ahlakın Anahtarı Evliliktir. Evlilikte Acele Etmek Şer'i Evliliğe Yardımcı Olmak Kadın ve Mihriyesi İman ve Doğruluk Gölgesinde Evlilik Evlilikte Erkeğin Niyeti Geçimini Temin Etmek Eşine Saygı Göstermek Kadının Eşini Hoşnut Etmesi İyi Kadının Özellikleri Boşanma ve Neticeleri Harama Bakmaktan Sakınmak Kadının Süslenmesi Zina ve Zararlı Etkileri İslam'da Sağlık Meselesi Toplumsal İlişkiler ve Kazanç Alış-Verişlerde Sahtekarlık Etmek Şehvet Dünya Malına Tamah Etmek Fani Dünya ve helak edici cazibesi gafil insanlar öldürücü hırs ve arzular kibir ve gurur tasarruflu/iktisatlı olmak Meşveret-danışma İş ve Tembellik Şehid ve Şahadet Beklenilen Mehdi (as) ve Adaletin Hakimiyeti Ahir Zamanda İslam Ümmeti Ömrü Nasıl Yaşamak Gerektiği Hususunda dinde araştırma güzel ahlak ve faydaları gazap ve kötü ahlakın afetleri mağfiret/bağışlanma talebi cemaat namazı Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla... Allah'ı Tanıma, Allah'ın Azameti ve Lütfü 1-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:"Ey insanlar, şüphesiz ki benden sonra nebi ve sizden sonra da bir ümmet yoktur. Bilin ve uyanık olun ki sadece Rabbinize ibadet edin, beş vakit namazlarınızı kılın, Ramazan aylarınızda oruç tutun, Rabbinizin evini hacc edin, nefis temizliği içinde mallarınızın zekatını verin ve Rabbinizin cennetine girmek için emir sahiplerinize itaat edin." (el-Hisal, s. 322) 2-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ameli, ilmi, sevgisi, gazabı, alışı, terk edişi, konuşması, susması, davranışları ve sözleri Allah'a halis/özgü olanlara ne mutlu!" (Bihar'ul-Envar, c. 77, s. 289) * * * 3- (Hz. Fatıma (a.s) Medine'de, Mescid'un-Nebi'de okuduğu hutbeden bir bölüm:) "Allah imanı şirkten temizlenmek, namazı kibirden arınmak, zekatı nefsi tezkiye etmek ve rızkı arttırmak, orucu ihlası sabit kılmak, haccı dini güçlendirmek, adaleti kalpleri birbirine bağlamak, itaatimizi dinin düzenini sağlamak, imametimizi tefrika ve dağılmayı önlemek, cihadı İslam'ın izzetini yüceltmek, sabrı hakkın mükafatını elde etmek, iyiliği emretmeyi umumun maslahatını korumak, anne babaya iyiliği Allah'ın gazabını önlemek, sıla-i rahimde bulunmayı müminler topluluğunu arttırmak, kısası, nefisleri/kanları korumak, ahde vefayı mağfirete erişmek, tartıda doğru olmayı kıtlıkla/yoklukla savaşmak, şarabı yasaklamayı kötülüklerden uzak kalmak, iftira ve yakışık olmayan isnatlardan kaçınmayı Allah'ın lanetinden korunmak ve hırsızlık etmemeyi iffetli olmak için bir sebep kılmıştır. Hakeza Allah şirki de hakkın rububiyeti ve kullukta ihlaslı olmak için haram kılmıştır. O halde Allah'tan gereği gibi sakının ve sadece Müslümanlar olarak ölün. Allah'a emir ve yasakları hususunda itaat edin: "Şüphesiz ki Allah'tan sadece alim kulları korkar." (Bu hutbe Şii ve Ehl-i Sünnet alimlerinin bir çok senet zinciri ile naklettikleri meşhur hutbelerden biridir. İbn-i Ebi'l-Hadid Nehc'ül-Belağa şerhinde bu hutbenin bütün senet zincirini nakletmiştir ki yeri olmadığından burada zikrinden sarf-ı nazar ettik.) * * * 4-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hamd Allah'a mahsustur; Allah'a özgü sayısız hamd O'na mahsustur. Nefsimin şerrinden ona sığınırım. Şüphesiz ki Allah'ın rahmet ettiği dışında bütün nefisler kötülüğü emreder. Sürekli günahlarımı artıran şeytanın, her zalim sultanın ve kahir düşmanın şerrinden de Allah'a sığınırım. Allah'ım beni kendi ordundan kıl. Şüphesiz ki üstün gelenler senin ordundur. Allah'ım beni kendi hizbinden kıl şüphesiz ki kurtuluşa erenler senin hizbindir. Allah'ım beni dostlarımdan kıl. Şüphesiz ki dostlarına korku yoktur ve onlar asla üzülmezler. Allah'ım dinimi islah et; şüphesiz ki din işimin ismeti (beni dizginleyen)'dir. Allah'ım ahiretimi de islah et; şüphesiz ki ahiret, benim sonunda karar kılacağım yurt ve kötüler ile oturmaktan kendisine sığındığım yerdir. Allah'ım dünya hayatını benim için her hayırda/iyilikte bir artış vesilesi kıl ve ölümü her kötülükten kurtuluş için bir rahatlık vesilesi kıl. Allah'ım Peygamberlerin sonuncusu ve bütün elçilerinin tamamlayıcısı olan Muhammed'e, Tahir ve Tayyib Ehl-i Beyt'ine ve seçkin ashabına rahmet gönder. Allah'ım bana şu üç hacetimi kabul et: Bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir hüzün/gam ve benden def etmediğin hiçbir düşmanım olmasın; isimlerin en iyisi Allah ismi ile, göklerin ve yerin rabbi Allah'ın ismi ile..." Bihar'ul-Envar, c. 90, s. 187 Mulhakat'us-Sahifet'is-Seccadiye/572 * * * 5-Emir'el-Mü'minin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer Allah'ın azametini derk edecek olursan, bütün yaratıklar gözünde küçülür/değersiz hale gelir." (Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar, 129) * * * 6-İmam Sadık (a.s)şöyle buyurmuştur: "Kalp Allah'ın haremidir, Allah'ın hareminde Allah'tan başkasında yer vermeyin." (Bihar'ul-Envar, c. 70, s. 25) * * * 7-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." (Bihar'ul-Envar, c. 93, s. 162) * * * 8-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'a and olsun ki Allah kullarından sadece şu iki hasleti irade etmiştir: Nimetlerini ikrar etmeyi ki böylece onlara nimetlerini arttırır ve günahlarını itiraf etmeyi ki bu vesileyle de onların günahlarını affeder." (Kafi, c. 2, s. 426) * * * 9-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki zikri yüce olan Allah kullarını kendisini tanısınlar diye yaratmıştır, kulları O'nu tanıyınca, ona ibadet ederler ve ona ibadet edince de O'ndan gayrisine ibadetten müstağni/ihtiyaçsız olurlar." (Sefinet'ul-Bihar, c. 2, s. 180) * * * 10-İmam Ali b. Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mümin kul şu üç sıfat sebebiyle helak olmaktan kurtulur: Allah'tan başka ilah, yoktur, tektir ve ortağı yoktur diye yaptığı şahadet, Resulullah'ın şefaati ve Allah'ın rahmetinin genişliği..." (Sefinet'ul-Bihar, s. 517) Konular Namaz ve Etkileri 11-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Namazı hafife alanlar vallahi benden değildir ve havuzda asla yanıma gelmeyecektir." (Yani ümmetin iyileri Peygamberin lütuf ve merhametine mazhar olunca o bundan nasiplenmez ve Peygamberin ümmetinden sayılmaz.) (Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 1, s. 206) * * * 12-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden birinin kapısından bir nehir geçse ve her gün beş defa o nehirde yıkansa, bedeninde hiçbir pislik kalır mı? Şüphesiz ki namazın misali işte bu temizleyen nehir misalidir. Namaz, kendisini imandan çıkaran günahlar dışında namazı kılan insanın tüm günahlarına kefarettir. (Bihar'ul-Envar, c. 82, s. 236) * * * 13-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Farz namaz Allah katında bin hac ve bin makbul/iyi umreye denktir." (Bihar'ul-Envar, c. 99, s. 14) * * * 14-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Namazlarınızı zayi etmeyiniz. Şüphesiz ki namazını zayi edenler Karun ve Haman ile haşr olur. Allah da onu münafıklar ile birlikte bir hak olarak ateşe atar." (Bihar'ul-Envar, c. 83, s. 14) * * * 15-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Namazı kılarken, son namazını kılan kimse gibi ol." (Tam bir kalp huzuruyla namaz kıl; idam hükmünün infazından önce namaz kılan kimse gibi ol.) (Bihar'ul-Envar, c. 69, s. 408) * * * 16-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer namaz kılan kimse kendisini çepe-çevre saran ilahi rahmetten haberdar olsaydı, asla başını secdeden kaldırmazdı." (Tesnif-u Gurer'il-Hikem, s. 175) * * * 17-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kulun hesaba çekildiği ilk şey namazdır. Namazı kabul görürse gayrisi her şey kabul görür." (Aksi takdirde diğer amellerinin kendisine hiçbir faydası olmayacaktır.) (Bihar'ul-Envar, c. 7, s. 267) * * * 18-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Namazı hafife alanlar şüphesiz ki asla şefaatimize nail olamazlar." (Bihar'ul-Envar, c. 82, s. 136) * * * 19-İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah her kimi şu on sıfata sahip olduğu bir halde mülakat ederse, şüphesiz ki o kimse cennete girer: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna şahadet; Allah azze ve celle'nin indinden gelen her şeyi ikrar etmek; namaz kılmak; zekat vermek; Ramazan ayında oruç tutmak; Allah'ın evi Kabe'yi hacc etmek; Allah'ın dostlarına dost olmak, Allah'ın düşmanlarından beri olmak ve sarhoş edici her türlü şeyden sakınmak." (el-Hisal, s. 432) * * * 20-Emir'el-Mü'minin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Namaz her takvalı insanın Allah'a yakınlaşma vesilesidir, hac her zayıf insanın cihadıdır (zira hac eşinden ve çocuklarından uzak kalmak, soğukluk, sıcaklık ve korku gibi bir takım meşakkatlere katlanmak demektir) Her şeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı ise oruçtur, kadının cihadı ise eşi ile iyi geçinmesi ve ona itaat etmesidir." (Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/136) * * * 21-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her gece ölüm meleği şöyle nida eder: "Ey kabir sakinleri, bugün ahiretin durumunu gördüğünüz halde kime imreniyorsunuz" Ölüler cevap olarak şöyle der: "Şüphesiz ki biz camilerde namaz kılan müminlere imreniyoruz. Zira onlar namaz kılıyorlar biz ise namaz kılamıyoruz; onlar zekat veriyorlar, biz ise zekat veremiyoruz; onlar Ramazan ayında oruç tutuyorlar, biz ise oruç tutamıyoruz; onlar ailesinin geçiminden arta kalanı sadaka veriyorlar, biz ise sadaka veremiyoruz. Onlar Allah'ı çok zikrediyorlar, biz ise zikredemiyoruz. Dünyada kaybettiklerimizden dolayı eyvahlar olsun bize." (İrşad'ul-Kulub, s. 53) * * * 22-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her namaz kıldığım zaman şöyle bir ses işitiyorum: "Ey insanoğulları kalkınız, kendinizi ellerinizle nefsinize yaktığınız ateşi namaz kılarak söndürün." (Müstedrek'ül-Vesail c. 3, s. 102) * * * 23-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Namazlara dikkat edin, şüphesiz Allah tebarek ve teala kıyamet günü kul getirilince kendisine ilk önce namazı sorar. Eğer kul namazını tam eda etmişse (kurtuluşa erenlerden olacaktır); aksi takdirde ateşe atılacaktır." (Bihar'ul-Envar, c. 82, s. 202) * * * 24-Ebu Basir şöyle diyor: (İmam Sadık (a.s)'ın şahadeti için baş sağlığı dilemek üzere) Ümmü Hamide'nin (Musa b. Cafer (a.s)'ın annesinin) huzuruna vardım. Ümmü Hamide ağladı, ben de ardından ağlamaya başladım, daha sonra şöyle dedi: "Ey Eba Muhammed, Eba Abdillah (a.s)'ı (İmam Sadık'ı) ölüm anında görmüş olsaydın, ilginç bir şey görmüş olurdun. İmam Sadık (a.s) gözlerini açtı ve, "Aramızda akrabalık olan herkesi toplayın." dedi. Ümmü Hamide daha sonra şöyle dedi: "Bunun üzerine biz de ilgili herkesi oraya topladık. İmam (a.s) oradakilere baktı, sonra şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki namazı hafife alanlar şefaatimize nail olamaz." (Vesail'uş-Şia, c. 4, s. 26) * * * 25-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Haram yiyecek ile birlikte olan ibadet, çakıl taşları üzerinde yapılmış (hiç sağlam olmayan) binaya benzer." (Bihar'ul-Envar, c. 84, s. 258) Konular * * * Teheccüd Namazı 26-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Müminin şerefi gece (ibadet için) kıyam etmesidir. Müminin izzeti ise insanlardan müstağni/ihtiyaçsız olmasıdır. (Bihar'ul-Envar, c.77, s. 20) * * * 27-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin fazla uyuyan gündüz elde edemeyeceği bir ameli (yani gece namazını) elden kaçırır." (Gurer'ul-Hikem, s. 289) * * * 28-İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Allah-u Teala Hz. Musa (a.s)'a şöyle hitap etti: "Ey İmranoğlu! Gece boyu benden gaflet edip uyudukları halde beni sevdiğini iddia edenler yalan söylüyor. (Dost, dostla konuşmaktan lezzet almaz mı?" (Bihar'ul Envar, c.13, s.329) * * * 29-İmam Sadık(a.s) şöyle buyurmaktadır: "Gece namazını asla terk etme! Gerçek zarara uğramış kimse, gece namazından mahrum kalan kimsedir. (Bihar'ul Envar, c.83, s.127) * * * 30-Ebi Abdillah (İmam Sadık-a.s-), şöyle buyurmaktadır: "Resulullah (s.a.v) Cebrail'e "bana öğüt ver" diye buyurdu. Bunun üzerine Cebrail şöyle dedi: "Ey Muhammed istediğin kadar yaşa, ama şüphesiz ki sonunda öleceksin. İstediğin kadar sev, şüphesiz ki sonunda ayrılacaksın. İstediğin şeyi yap şüphesiz ki sonunda onu (karşılığını) göreceksin. Müminin şerefi gece namazıdır. İzzeti ise insanların ırz ve yüz suyundan sarf-ı nazar etmesidir." (el-Hisal/72) * * * 31-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şu üç şey müminin dünya ve ahirette ziyneti ve övünç kaynağıdır: Gecenin sonunda kıldığı teheccüd namazı, insanların elinde olan şeylere ümit bağlamaması ve Al-i Muhammed'den (Ehl-i Beyt'ten) olan imamın velayet sevgisi." (Bihar'ul Envar, c.75, s.107) * * * 32-"İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a güvenirse Allah ona sevinç ve mutluluk verir ve her kim de Allah'a tevekkül ederse Allah ona işlerinde kifayet eder/yeter. (Bihar'ul Envar, c.78, s.79) Konular Allah'a İman ve Rızayetini Elde Etmek 33-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Babam bana babasından şöyle buyurduğunu nakletti: Kufe ehlinden bir adam, babam Hz. Hüseyin bin Ali (a.s)'a şöyle yazdı: "Ey efendim, bana dünya ve ahiret hayrını/iyiliğini haber ver." Bunun üzerine babam (a.s) şöyle yazdı: "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla, şüphesiz ki her kim Allah'ın rızasını insanların gazabından üstün tutarsa, Allah da insanlarla ilişkilerinde kendisine kifayet eder/yeter. Her kim de insanların rızayetini Allah'ın gazabına tercih ederse, Allah da onu insanlara havale eder... ve's-Selam" (Bihar'ul Envar, c.71, s.208) * * * 34-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'ın kendine farz kıldığı şeylerle amel ederse, o insanların en hayırlısıdır." (el-Kafi c.2,s.81) * * * 35-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah için sever Allah için buğz eder ve Allah için ihsanda bulunursa o kimse imanı kemale erişenlerdendir." (el-Kafi c.2,s.124) * * * 36-İmam Hasan el-Askeri (a.s) şöyle buyurmuştur: "şu iki hasletin üstünde hiçbir şey yoktur: "Allah'a iman ve Müslüman kardeşlerini faydalandırmak." (Bihar'ul Envar c.17, s.217) Konular * * * Takva ve Gerekliliği 37-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İnsanların cennete girmesine en çok sebep olan şey, Allah'dan sakınması ve güzel ahlaklı olmasıdır." Bihar'ul Envar, c.71, s.373 * * * 38-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir işi yapmaya himmet edersen önce akıbetini düşün. Eğer hayırlıysa ve sonunda başarı ve ilerlemeni sağlayacaksa onu takip et. Yok eğer fasit ve bozuk bir şey ise, onu terk et." Bihar'ul Envar, c.77, s.130 * * * 39-İmam Sadık (a.s)'a takvanın anlamı sorulunca şöyle buyurmuştur: "(Takva Allah'ın) seni, emrettiği işlerde kaybetmemesi ve nehy ettiği işlerde ise görmemesidir." (Yani, Allah'ın emrettiğini yapmak, nehy ettiğinden sakınmaktır.) Sefinet'ül Bihar, s.2, s.678 * * * 40-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kavminden (yakınlarından) salih bir insandan utandığın gibi Allah'tan utan." (Müstedrek'ül Vesail, c.8, s.466, 10027.hadis) * * * 41-Emir'el Müminin Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gözlerini önüne dikmek (kapamak) şehvetlerden/günahlardan en güzel koruyucudur." (Gurer'ul Hikem/321) * * * 42-Emir'el Müminin İmam Ali (a.s), İbn-i Mülcem (Allah ona lanet etsin) tarafından kılıçla yaralanınca oğlu Hasan ve Hüseyin (a.s)'a şöyle buyurdu: "Size Allah'tan korkmanızı ve her ne kadar dünya sizi istese de dünyayı istememenizi, dünya sizden bir şey aldığında buna üzülmemenizi, hak üzere konuşmanızı, (ahirette alacağınız) mükafat için amel etmenizi, zalime düşman ve mazluma ise yardımcı olmanızı tavsiye ediyorum." (Nehc'ül Belağa 47. Mektup) * * * 43-Emir'el Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey oğlum sizlere Allah'tan sakınmanızı, emrini gerekli görmenizi, zikriyle kalbinizi abad/bayındır kılmanızı (muhabbet ve aşk ocağı olan kalp ilahi aşk nuruyla daha iyi nurlanır ve Allah'tan gayrisine teveccüh etmez.) ve ipine sarılmanızı vasiyet ediyorum. Eğer sarılacak olursan Allah ile kendi arandaki sebepten/vesileden daha sağlam hangi sebep/vesile olabilir.! (Nehc'ül Belağa 31. Mektup) * * * 44-Ebi Usame şöyle diyor: "Eba Abdillah (a.s)'ın (İmam Sadık'ın) şöyle buyurduğunu işittim: "Allah'tan kork, ver'a /takva sahibi ol, ibadetlerde gayretli davran, doğru konuş emanete riayet et, güzel ahlaklı ol ve komşularına iyi davran. İnsanları kendinize, dillerinizden gayrisiyle (amellerinizle) davet edin. Bize süs olun, bize utanç kaynağı olmayın, rüku ve secdeleriniz uzun olsun, şüphesiz ki sizden birinin rüku ve secdeleri uzarsa şeytan arkalarından şöyle feryat eder: "Eyvahlar olsun bana; bu itaat etti, ben ise isyan ettim, o secde etti, ben ise secde etmekten sakındım." (el-Kafi, c.2, s.77) * * * 45-İmam Bakır (a.s) Ali bin Hüseyin (a.s)'ın kitabından naklen şöyle buyurmuştur: "Uyanık olun, şüphesiz ki Allah'ın dostlarına korku yoktur ve onlar asla üzülmezler, (Allah'ın dostluğu ise) Allah'ın farz kıldığı şeyleri eda etmek, Resulullah (s.a.v)'in sünnetine sarılmak, Allah'ın haramlarından kaçınmak, dünyanın güzelliklerinden uzak durmak, Allah nezdinde olanlara rağbet etmek, Allah'ın temiz rızıklarını sadece Allah için elde etmek, bu mallarla başkalarına karşı övünmemek ve elde ettiği malları Allah'ın farz kıldığı yerlerde infak etmekle mümkündür. Allah bu dostlarının elde ettiklerine hayır ve bereket vermiş, ahiretleri için önceden gönderdikleri (ibadet ve infakları) sebebiyle mükafat taktir etmiştir." (Bihar'ul Envar, c.69,s.277) * * * 46-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki insanlar Hz. Adem (a.s)'dan günümüze bir tarağın dişleri gibi eşittir. Arabın, Arap olmayana ve kızılın siyaha takva dışında bir üstünlüğü yoktur." (Müstedrek'ül Vesail, c.12, s.89) * * * 47-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Takva ile birlikte olan az amel, takvasız olan çok amelden daha hayırlıdır. (el-Kafi, c.2, s.76) Konular Dua 48-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'a yapılan bütün dualar Muhammed ve Al-i Muhammed'e salavat gönderilmedikçe göklere örtülüdür/yükselmez." (el-Kafi, c.2, s.493) * * * 49-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mümin insan (ahirette dünyadaki çektiği sıkıntılar karşılığında) kendisine verilen güzel mükafatları görünce dünyadaki hiç bir duasının müstecab olmamasını temenni eder." (Zira duası müstecab olunca o belalardan kurtulmuş, dolayısıyla da sıkıntılara katlanma sevabından mahrum kalmıştır.) (el-Kafi c.2,s.492) * * * 50-Emir'el Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle'ye yeryüzünde en sevimli gelen amel duadır. İbadetlerin en üstünü ise iffettir." (Bihar'ul Envar, s.93, s.295) * * * 51-Ebu Basir ve Muhammed bin Müslim'den naklen Ebi Abdillah (a.s)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Babam babasından, o da babalarından Emir'el Müminin İmam Ali (a.s)'ın ashabına şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Göklerin kapısı şu beş vakitte açılır: yağmur yağarken, düşmanla savaşırken, ezan okunurken, Kur'an okunurken, öğlen vakti ve güneş doğarken." (el-Hisal/302) * * * 52-Emir'el Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şu beş vakitte dua etmeyi ganimet bilin: Kur'an okunurken, ezan okunurken, yağmur yağarken, şahadet için düşmanla karşılaşırken ve mazlum insan dua ederken. Zira arş ile mazlumun duası arasında hiçbir perde yoktur. (Bihar'ul Envar, c.93, s.343) * * * 53-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allahım sen çağrılanların en yakınısın, icabet edenlerin en hızlısısın, affedenlerin en kerimisin, ihsan edenlerin en genişisin, istenilenlerin en çok duyanısın, ey dünya ve ahiretin rahman ve rahimi." (Arafe Duası) * * * 54-Emir'el Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kendisine dört şey verilen, dört şeyden mahrum olmaz: Kendisine dua verilen, icabetten mahrum; kendisine tövbe verilen, kabulden mahrum olmaz; kendisine istiğfar verilen mağfiretten mahrum olmaz ve kendisine şükür verilen, (nimetlerinin) artışından mahrum olmaz." (Nehc'ul Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/135) (Seyyid Razi -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- şöyle diyor: "Bu dört konunun şahidi Allah'ın kitabında da mevcuttur; ama dua hakkında bir ayette şöyle buyuruluyor: "..Bana dua edin, duanızı kabul edeyim..." İstiğfar hakkında ise bir ayette şöyle buyuruluyor: "Kim bir kötülük yapar, yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı çok yarlığayıcı ve esirgeyici bulacaktır." Şükür hakkında ise bir ayette şöyle buyurulmaktadır: "Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım...diye bildirmişti." Tövbe hakkında ise şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kabul edeceği tövbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tövbe edenlerin tövbesidir; işte Allah bunların tövbesini kabule der; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir." * * * 55-Ebi Abdillah, (İmam Sadık) -a.s- Şiilere yazdığı uzun bir mektubunda şöyle buyurmuştur: "Allah kıyamet günü Müminlerin duasını da onların iyi işlerinden sayar ve bu bahaneyle cennette kendilerine daha üstün bir mükafat verir." (Bihar'ul Envar, c.78, s.216) * * * 56-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin ve bela kapılarını dua ile kendinizden uzaklaştırın." (et-Tehzib, c.4, s.112) * * * 57-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan hacetini ısrarla dile; çünkü Allah mümin kullarından ısrarla dilekte bulunanları sever." (Vesail'üş-Şia, c.7, s.60) * * * 58-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dua etmekten gaflet etmeyin; zira hiçbir şey dua gibi sizi Allah'a yakın kılmaz." (el-Kafi, c.2, s.467) * * * 59-Emir'el Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "bir çok defa Allah'tan bir şey istersin de sana o şeyi vermez, ondan daha hayırlısını ihsan eder." (Gurer'ul-Hikem/185) Konular Ehl-i Beyt 60-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetim arasında Ehl-i Beyt'imin misali, Nuh'un gemisi misalidir. Ona binen kurtulur, ondan yüz çeviren ise helak olur." (Bihar'ul Envar c.27, s.113) * * * 61-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki biz Ehl-i Beyt'in sözleri kalpleri ihya eder." (Bihar'ul-Envar, c.2, s.144) * * * 62-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Meclislerinizi Ali bin Ebi Talib'in zikriyle süslendirin." (Bihar'ul Envar, c.38, s.199) * * * 63-İkmal'ud-Din'de Cabir'ul-Cufi'den nakledilen bir rivayette, Cabir bin Abdullah-i Ensari şöyle diyor "Allah azze ve celle Peygamberine, "Ey iman edenler, Allah'a Resule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin." ayetini nazil buyurunca Resulullah'a şöyle arz ettim: "Ey Allah'ın Resulü ben Allah'ı ve Resulünü tanıdım; ama Allah'ın, itaatini sana itaatle yan yana zikrettiği bu emir sahipleri kimlerdir?" Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Ey Cabir onlar benim halifelerim ve benden sonra Müslümanların imamlarıdır. Onların ilki Ali bin Ebi Talib'dir, sonra da Hasan ve Hüseyin'dir. Sonra da Tevrat'ta Bakır diye bilinen ve senin çağına erişeceğin Muhammed bin Ali'dir. Ey Cabir, onu görecek olursan ona selamımı ilet. Daha sonra Cafer bin Muhammed, ondan sonra Musa bin Cafer, ondan sonra Ali bin Musa, ondan sonra Muhammed bin Ali, ondan sonra Ali bin Muhammed, ondan sonra, Hasan bin Ali, ondan sonra da benim adımı ve künyemi taşıyan Allah'ın yeryüzündeki hücceti ve kulları arasındaki Bakiyye'si olan Hasan bin Ali'nin oğlu (Hz. Mehdi) olacaktır. Allah yeryüzünün doğusu ve batısını onunla fethedecektir. O Şiilerinden ve dostlarından gaybete çekilecektir. Allah'ın kalbini imanla denediği kimseler dışında hiç kimse onun imametine inanma noktasında sabit (imanlı) kalmayacaktır." Cabir şöyle dedi: Bunun üzerine ben de Peygamber'e şunu sordum: "Ey Resulullah gaybet halinde de Şiilerine bir faydası olacak mı?" Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Beni nübuvvet ile gönderene andolsun ki Şiileri bulutların kapladığı güneşten istifade eden insanlar gibi onun nuruyla nurlanacak ve gaybet zamanında bile velayetinden faydalanacaklardır." (İkmal'ud-Din, c.1, s. 253) * * * 64-Malik b. Enes İmam Sadık (a.s)'ın fazileti hakkında şöyle diyor: "Hiç bir göz, hiç bir kulak ve hiç bir kalp İmam Cafer'us-Sadık (a.s)'dan fazilet, ilim, ibadet ve takva açısından daha üstününü görmemiş, duymamış ve tanımamıştır." (Bihar'ul-Envar, c. 47, s. 28) * * * 65-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Canıma and olsun ki İmam sadece Allah'ın hükmüne göre hüküm veren, adaleti uygulayan, ilahi hak dine inanan ve Allah yolunda ve ilahi hudutlarda nefsini dizginleyen kimsedir." (İrşad/204) Konular Ehl-i Beyt (a.s)'ın Sevgisi 66-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınızı üç şey üzere terbiye edin: Peygamberinizin sevgisi, Ehl-i Beyt'inin sevgisi ve Kur'an-ı Kerim'i kıraat etmek üzere..." (ec-Cami'us-Sağir, c. 1, s. 14) * * * 67- İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bizim hakkımızda ihsan ve iyilik edemeyenler bizim salih dostlarımıza iyilik etsinler. Bizi ziyaret edip göremeyenler salih şiileri ziyaret edip görsünler. Böylece kendilerine bizi ziyaret etmenin sevabı yazılır." (Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 354) * * * 68-İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanları Allah azze ve celle'ye yaklaştıran en üstün şey Allah'a itaat, resule itaat ve emir sahiplerine itaattir." (Daha sonra İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu:) "Bizim sevgimiz iman ve bize buğz etmek ise küfürdür." (el-Kafi, c. 1, s. 187) * * * 69-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her ibadetin üstünde bir ibadet vardır, biz Ehl-i Beyt'in sevgisi ise ibadetlerin en üstünüdür." (Bihar'ul-Envar, c 27, s. 91) Konular * * * Övülmüş-Güzel Sıfatlar 70-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Size mümini haber vereyim mi? Mümin, müminlerin nefisleri ve malları hususunda kendisinden emanda oldukları kimsedir. Size müslümanın kim olduğunu haber vereyim mi? Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emanda oldukları kimsedir. Muhacir ise kötülükleri kenara itip Allah'ın haramlarını terk eden kimsedir. Müminin mümine zulüm etmesi, onu yardımsız bırakması, gıybetini etmesi veya onu kendinden uzaklaştırması/kovması haramdır." (el-Kafi, c. 2, s. 235) * * * 71-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Değiştirmeye gücü yetmediği halde Allah'a isyan edilen bir toplantıya katılması mümine yakışmaz." (el-Kafi, c. 2, s. 374) * * * 72-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sözü doğru olanın ameli temiz olur, niyeti iyi olanın Allah rızkını arttırır. Ehline iyi davrananın Allah ömrünü uzatır." (el-Hisal, c. 1, s. 88) * * * 73-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Adamın birisi Resulullah (s.a.v)'in yanına gelerek şöyle dedi: "Bana, (yaptığım takdirde) Allah ve kullarının beni seveceği, Allah'ın malımı çoğaltacağı, bedenimi salim/sağlıklı kılacağı, ömrümü uzatacağı ve beni seninle haşr edeceği bir ameli öğret." Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bu dediğin amelin altı hasleti vardır ki bu altı haslet de diğer altı haslete muhtaçtır: Allah'ın seni sevmesini istiyorsan ondan kork ve sakın, insanların seni sevmesini istiyorsan, onlara iyilik et ve ellerinde olan şeyleri kendilerine ver. (onlardan alma) Allah'ın malını çoğaltmasını istiyorsan zekat ver, Allah'ın bedenini sağlıklı istiyorsan çok sadaka ver, Allah'ın ömrünü uzatmasını istiyorsan, sıla-i rahimde bulun. Allah'ın seni benimle haşr etmesini istiyorsan Vahid ve Kahhar olan Allah karşısında uzun secdelerde bulun." (Sefinet'ul-Bihar, c. 1, s. 599) * * * 74-Haris b. ed-Dilhas, İmam Rıza (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Mümin şu üç sıfata sahip olmadıkça asla mümin olamaz: Rabbinden bir sünnet Peygamberinden bir sünnet ve velisinden/imamından bir sünnet üzere... Rabbinden bir sünneti, Allah'ın sırlarını gizlemesidir. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz. Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır" Peygamberinden bir sünneti insanlarla iyi geçinmektir. Şüphesiz Allah azze ve celle Peygamberine insanlar ile iyi geçinmeyi emretmiş ve şöyle buyurmuştur: "Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme." İmam ve velisinden bir sünnet ise fakirlik ve hastalık durumlarında sabretmesidir. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "Lakin iyilik...zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir." (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, c. 1, s. 256) * * * 75-İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mümin insan şu üç haslete muhtaçtır: Allah'tan bir tevfik/başarı, kendinden bir vaazcı/öğütçü ve kendisine nasihat edenlerin nasihatını kabul etmek..." Munteh'el-Amal c.2 s.554 * * * 76-İmam Ali b. Hüseyin'e, nasıl sabahladın, Ey İbn-i Resulillah?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Benden şu yedi sıfat taleb edilir bir halde sabahladım: Allah-u Teala benden farzları taleb etti, Peygamber (s.a.v) sünnetini taleb etti, ailem rızık ve yiyecek taleb etti, nefsim şehveti taleb etti, şeytan günahları taleb etti, amellerin koruyucusu olan iki melek amelin doğruluğu taleb etti, ölüm meleği ruhu taleb etti, kabir bedenimi taleb etti ve ben, benden istenilen bu yedi sıfat arasında kalmış bir halde sabahladım. (Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 15) * * * 77-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki her şey müminden korkar, zira mümin Allah'ın dininde aziz ve güçlüdür, aynı zamanda mümin hiç bir şeyden korkmaz. Bu her müminin göstergesidir." (Bihar'ul-Envar, c. 67, s. 305) Konular * * * Ehl-i Beyt (a.s)'ın Şiileri ve Sıfatları 78-Cabir, Ebi Cafer (a.s)'ın (İmam Bakır (a.s)'ın) kendisine şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Ey Cabir, Şii olduğunu söylemek için sadece biz Ehl-i Beyt'e sevgisi olduğunu söylemek yeterli midir? Allah'a yemin olsun ki Şiilerimiz sadece Allah'tan korkanlar ve Allah'a itaat edenlerdir. Ey Cabir, şüphesiz ki onlar (Şiilerimiz) sadece tevazu, huşu, emanetdarlık, Allah'ı çok zikretmek, oruç tutmak, namaz kılmak, anne babasına iyilikte bulunmak; fakir komşularına, miskinlere, borçlulara ve yetimlere yardımcı olmak, doğru konuşmak, Kur'an okumak, insanlar hakkında hayırlı şeyler konuşma dışında diline sahip olma ve bütün işlerde yakınlarının emini olmakla tanınırlar..." (Kafi, c. 2, s. 74) * * * 79-Süleyman bin. Mehran şöyle diyor: "Hz. İmam Sadık (a.s)'ın huzuruna vardığımda yanında bulunan bir grup Şiiye şöyle dediğini işittim: "Ey Şiiler, bizim ziynetimiz olun, utanç kaynağımız olmayın. Halka iyi şeyler söyleyin, dillerinizi koruyun, fazla konuşmaktan ve kötü söz söylemekten alı-koyun (El-Emali/400) * * * 80-Abdullah bin. Bukeyr, Ebi Abdillah (İmam Sadık) (a.s)'ın şöyle buyurduğunu naklediyor: "Biz şüphesiz ki akıllı, anlayışlı, fakih, halim, halkı idare eden, sabırlı, doğru ve vefalı olan kimseleri severiz." Şüphesiz ki Allah azze ve celle Peygamberleri ahlaki güzelliklere özgü kılmıştır. Her kim bu ahlaki güzelliklere sahip olursa Allah onu över. Bu ahlaki özelliklere sahip olmayanlar da Allah'a yalvarıp yakarmalı ve Allah'tan ahlaki güzellikleri dilemelidir. "Fedan olayım ahlaki güzellikler nedir?" diye sorunca da, Ebi Abdillah (a.s) şöyle buyurdu: "Vera (Allah'tan sakınma), kanaat, sabır, şükür, hilim, haya, cömertlik, cesaret, gayret, iyilik etmek, doğru sözlülük ve emanete riayet etmek." (El-Kafi, c.2, s.56) * * * 81-İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: "Her kim Allah'ın emrine itaat ederse bizim velimiz ve dostumuzdur. Her kim de Allah'ın emirlerine isyan ederse bizim (Ehl-i Beyt'in) düşmanımızdır." (El-Kafi, c.2, s.75) * * * 82-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Günahın küçüklüğüne bakma, lakin kime isyan ettiğine bak." Müstedrek'ül-Vesail, c.11, s.330; Bihar'ul-Envar, c.77, s.79 * * * 83-Emir'el Müminin Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Sizden her kim Allah'ın nezdindeki değerini/makamını bilmek istiyorsa, günah işlediği zaman Allah'ın kendi nezdindeki değerine/makamına bakmalıdır." (Günah işleyen insan Allah'a bir değer/makam vermediği için, Allah da günahkar insana bir değer/makam vermez.) Bihar'ul-Envar, c.70, s.18 * * * 84-İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: "Amel defterinizin Resulullah (s.a.v)'e takdim edildiğini bilmiyor musunuz? Peygamber amel defterinizde bir günah görünce üzülür. O halde (günah işleyerek) Peygamber (s.a.v)'i üzmeyin. (Güzel amellerinizle) Peygamber (s.a.v)'i sevindirin." el-Kafi, c. 1, s. 219 * * * 85-Emir'el-Mü'minin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "En çirkin ayıp az af etmek hataları görmektir. En büyük günah ise intikam almada acele davranmaktır." Gurer'ul-Hikem, s. 235 * * * 86-Esbag b. Nebate Hz. Ali'den naklen Resulullah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu aktarmaktadır: "Allah azze ve celle bir ümmete gazab eder de herhangi bir azap nazil olmazsa o toplumda enflasyon yükselir, ömürleri kısalır tüccarları kar etmez, meyveleri temiz ve bol olmaz, nehirleri dolup taşmaz, yağmurları kesilir ve kendilerine kötü kimseler hakim olur. el-Hisal, c. 2, s. 360 * * * 87-Ebi Cafer -İmam Bakır- (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ali (a.s)'ın kitabında, Resulullah (s.a.v)'in şöyle buyurmuş olduğunu gördüm: "Bir toplumda zina ortaya çıkarsa aniden ölümler (sekteler) artar, tartılarda hilekarlık yapılırsa hayat pahalılığına ve mal kıtlığına düçar olurlar, zekat vermezlerse yeryüzü ekin, meyve ve madeni zenginliklerinden onları mahrum kılar, Allah'ın hükümlerinde zulme baş vururlarsa zulüm ve tecavüze katkıda bulunmuş olurlar. Söz ve anlaşmalarını bozduklarında da Allah onlara düşmanlarını musallat eder, sıla-i rahimde bulunmazlarsa malları kötü kimselerin elinde kalır, iyiliği emretmez ve kötülükten sakındırmazlar ise ve biz Ehl-i Beyt'in iyilerine uymazlarsa Allah onlara kötü insanları musallat eder, bu takdirde de onları kendi hallerine bırakır ve dualarını asla kabul etmez." Sefinet'ul-Bihar, c. 2, s. 630 * * * 88-Emir'el-Mü'minin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:"Göz yaşları sadece kalpler katılaştığı için kurur (akmaz olur) ve kalpler de sadece çok günahtan dolayı katılaşır." Bihar'ul-Envar, c. 70, s. 55 * * * 89-Allah-u Teala Davud (a.s)'a şöyle buyurmuştur: "Ey Davud günahkarları bütün varlık alemini kapsayan geniş rahmetim ile müjdele rahmetimden asla ümitlerini kesmesinler, doğruları da gazabımın büyüklüğü ile uyar ki itaatleri ile gururlanmasınlar, zira gurur insanın kendini beğenmesine yol açar, insanın kendisini beğenmesi de en büyük günahtır." el-İsna Aşeriye, s. 59 Konular * * * İlim ve Değeri 90-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Alim ve ilim talipleri (üstad ve öğrencileri) mükafat ve ecirde ortaktırlar. Diğer insanlarda ise hayır yoktur. Bihar'ul-Envar, c. 52, s. 2 * * * 91-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İlmi olmaksızın fetva verenlerin dinde açtığı bozukluklar, ettiği islahlardan daha çoktur." Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 121 * * * 92-Emir'el-Mü'minin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Her şahsın değeri övdüğü şeye bağlıdır. (Her sanatçının değeri bildiği sanata bağlıdır, doktorun değeri sağlığın önemine denktir, öğretmen ve alimin değeri toplumun hidayet ve eğitiminin önemine denktir.) Nehc'ül-Belağa, 482. Hutbe * * * 93-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İlim Allah'ın yeryüzündeki emanetidir. Alimler ise Allah'ın yeryüzündeki güvendiği emin kimselerdir. Her kim ilmiyle amel ederse gerçekte Allah'ın emanetine riayet etmiştir." Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 36 * * * 94-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim öğrenin; zira ilim öğrenmek iyiliktir. İlim taleb etmek ise ibadettir." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 189 * * * 95-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim tahsilinde gayret edenler Allah yolunda cihad eden kimse gibidir." Bihar'ul-Envar, c. 1 s. 179 * * * 96-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlminizi kimden aldığınıza dikkat edin." Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 92 * * * 97-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: İlim taleb edin ve ilimle birlikte hilim ve vakarla süslenin. Size ilim öğreten kimselere karşı mütevazi olun." el-Kafi, c. 1, s. 36 * * * 98-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim öğrenen, bu ilmiyle amel eden ve Allah için başkalarına ilim öğreten kimse göklerin melekutunda büyük olarak anılır. el-Kafi, c. 1, s. 35 * * * 99-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Dünya ve ahiret hayrı, ilim iledir." Bihar'ul-Envar, c. 1, s. 204 Konular * * * İlim Öğrenmenin Fazileti 100-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İlim taleb eden kimse gündüzleri oruç tutan, geceleri ise ibadet eden kimse gibidir. İlmin bir babını öğrenen kimse için bu ilim Ebu Kubays dağı kadar altını olup da Allah yolunda infak etmesinden daha hayırlıdır. Bihar'ul-Envar, c. 1, s. 184 * * * 101-İmam Zeyn'ül-Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar ilim talebinin değerini bilmiş olsalardı deniz seferlerine ve ölüm tehlikesine bile aldırmadan ilim taleb ederdi" Kafi, c. 1, s. 35 * * * 102-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim, cisim/beden rahatlığı ile tahsil edilemez." Gurer'ul-Hikem, s. 348 * * * 103-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yazdıklarınızı koruyun; zira yakında bu yazdıklarınıza muhtaç olacaksınız." Bihar'ul-Envar, c. 3, s. 152 * * * 104-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki dinin kemali ilim taleb etmek ve bu ilmi ile amel etmektir. Bilin ki hiç şüphe yok, ilim taleb etmek sizler için mal taleb etmekten daha farzdır." el-Kafi, c. 1, s. 30 * * * 105-İmam Hasan (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlmini insanlara da öğret ve başkalarından da ilim öğren" Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 111 * * * 106-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah için ilmin üstünlüğü ibadetin üstünlüğünden daha sevimlidir." Bihar'ul-Envar, c. 1, s. 167 Konular * * * İlim ve İlim Öğretmenin Fazileti 107-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim kendisinden bildiği bir şey sorulur da onu gizler ise, ağzına ateşten bir gem vurulur." (Zira onlar şaşkınlığa düşen insanların derdine çare olabilir ve onlara yol göstererek hayatlarının akışını değiştirebilirler; dolayısıyla sessiz kalmaları büyük bir günahtır." el-İsna Aşeriye, s. 11 * * * 108-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kur'an Allah'ın okuludur, Allah'ın okulundan gücünüz yettiğince ilim öğrenin." Bihar'ul-Envar, c. 92, s. 19 * * * 109-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki mümine öldükten sonra ulaşacak amel ve iyilikleri; öğrettiği ve yaydığı ilmi, geride bıraktığı salih evladı ve miras bıraktığı kitaplarıdır. Sünen-i İbn-i Mace, s. 1, s. 88 * * * 110-İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşimizi/emrinizi ihya edene Allah rahmet etsin." "Emriniz/İşiniz nasıl ihya edilir." diye sorulunca da şöyle buyurdu: "İlmimizi öğrenir ve insanlara öğretir. Zira insanlar sözlerimizin güzelliğini bilecek olurlarsa, şüphesiz bize tabi olurlar." Meani'ul-Ahbar, s. 180 Konular * * * Alimlerin Fazileti ve Önemi 111-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden iki grup islah olursa ümmetim de islah olur ve bozulursa ümmetim de bozulur." Kendisine, "Ey Resulullah! Onlar kimdir?" diye sorunca da, "Alimler ve emirlerdir." diye buyurdu. Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 49 * * * 112-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir alimin yanına oturunca konuşmaktan çok onu dinleme gayreti içinde ol, güzel konuşmayı öğrendiğin gibi, güzel dinlemeyi de öğren ve hiç kimsenin sözünü kesme" Bihar'ul-Envar, c. 1, s. 222 * * * 113-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ey Ali şu yedi sıfat sebebiyle Cebrail de insan oğlundan olmayı temenni etti. 1-Cemaat ile namaz kılmak 2-Alimler ile oturmak 3-İki kişinin arasını islah etmek 4-Yetimlere ikram etmek 5-Hastayı ziyaret etmek 6-Cenazeyi teşyi etmek 7-Hac mevsiminde hacılara su vermek. O halde sen de bunları elde etme gayreti içinde olan." el-İsna Aşeriye, s. 245 * * * 114-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hikmet sahiplerinin sözleri doğru olursa ilaç gibidir. Hata olursa hastalık gibidir." Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/265 * * * 115-İmam Hasan el-Askeri şöyle buyurmuştur: "Şiilerimizin alimleri İslam sınırlarının koruyucularıdır. Bu yüzden Şiilerimizden her kim bu görevi üstlenirse makamı Rum ordusuyla cihad eden kimseden daha üstündür. Zira bu kimse dostlarımızın ve takipçilerimizin inanç sınırlarını korumaktadır." el-İhticac, c. 2, s. 155 * * * 116-İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bilin ki şüphesiz fakih kimse halka hayrı dokunan, onları düşmanlarından kurtaran, onlara Allah'ın cennet nimetlerini arttıran ve (onları hidayet ederek) ilahi rızayete ulaştıran kimsedir." Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 5 * * * 117- Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki alim kimse; oruç tutan, namaz kılan ve Allah yolunda cihad eden kimsenin mükafatından daha büyük mükafata sahiptir. Bir alim öldüğü zaman kendisinden yerine geçen biri olmadıkça İslam'da doldurulması mümkün olmayan bir gedik açılır." Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 43 * * * 118-Emir'el-Mü'minin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mal biriktirenler, yaşadıkları halde helak olmuşlardır. (Hiçbir faydalı etkileri yoktur) Ama alimler dünya baki kaldıkça onlar da baki kalırlar. (İnsanlar bunların varlığından istifade ederler.) Bedenleri toprağın altında yok olsa da kalplerdeki emsalleri/varlıkları var olacaktır." Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/147 * * * 119-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki işlerin mecrası ve hükümlerin icrası ilahi alimlerin elinde olmalıdır. Onlar Allah'ın helal ve haramlarının eminleridirler." Tuhef'ul-Ukul, s. 172 * * * 120-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Havariler Hz. İsa (a.s)'a şöyle dediler: Ey Ruhullah, kimler ile oturup kalkalım/dost olalım? Hz. İsa (a.s) şöyle cevap verdi: Gördüğünüzde sizlere Allah'ı hatırlatan, sözleri ilminizi arttıran ve amelleri, sizleri ahirete sevk eden kimseler ile oturup kalkın." Bihar'ul-Envar, c. 1, s. 203 * * * 121-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hiç bir iş seni ahiretten alı koymasın (her zaman ahireti düşünün); zira fırsatlar oldukça kısadır." Gurer'ul-Hikem, s. 335 * * * 122-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ahiretini dünyaya satan kimse, her ikisini de kaybetmiş sayılır." Gurer'ul-Hikem, s. 274 * * * 123-İmam Ali b. Muhammed el-Hadi şöyle buyurmuştur: "Ehlinin karşısında öleceğin anı hatırla, o an ölümü senden def edecek ne bir doktor bulunur ve ne de sana fayda verebilecek bir dost." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 370 Konular * * * Tövbe 124-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Cehennem ehlinin feryat ve inlemesi daha çok tövbeyi erteledikleri içindir." el-Müheccet'ül-Beyza * * * 125-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: Günahtan tövbe eden kimse, günah işlememiş gibidir. Vesail'uş-Şia, c. 16, s. 74 * * * 126-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nice insan (tövbe ve salih) amel etmeyi bugün ve yarına erteler de, ansızın ölüm kendilerini yakalar." Gurer'ul-Hikem, s. 240 * * * 127-Resulullah (s.a.v), Ali (a.s)'a şöyle buyurmuştur: "Ya Ali, Allah'tan başka hiç kimsenin haberinin olmadığı bir günahına ağlarken Allah'ın kendisine nazar ettiği kimseye ne mutlu!" (Rivayetlerde de yer aldığı üzere insan günahını hiç kimseye söylememeli, herkesten gizlemeli, yalnızca Allah'ın huzurunda itiraf ve tövbe etmelidir.) Bihar'ul-Envar, c. 77, s. 63 * * * 128-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah-u tebarek ve teala her gece, gecenin üçte birinin son çeyreğinde ve Cuma geceleri ise gecenin ilk saatinde bir meleği dünya semasına indirir ve ona yüksek sesle şöyle feryat etmesini emreder: "Acaba ihtiyaç sahibi kimse yok mu hacetini gidereyim? Acaba tövbe eden kimse yok mu tövbesini kabul edeyim? Acaba istiğfar eden kimse yok mu kendisine mağfiret edeyim? (Cuma gecelerinin uykusu "hasret uykusu" olarak adlandırılmıştır. Çünkü kıyamet günü insanlar Cuma gecesi uyudukları için üzülür, pişmanlık ve hasret duyarlar.) Bihar'ul-Envar, c. 3, s. 314 * * * 129-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Günahların kapısını, kovulmuş şeytandan Allah'a sığınarak kapatın, ve itaatin kapısını ise bismillah ile açın." Bihar'ul-Envar, c. 92, s. 216 Konular Müminlerin Haysiyetinin ve Vakarının Korunması 130-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mümin insana, mümin kardeşini yetmiş kere bir günahı işlerken görse dahi o günahı örtmesi/başkalarından gizlemesi farzdır. (Yüzsuyunu dökerek ve gururunu inciterek günahını ifşa etmemesi gerekir.) Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 301 * * * 131-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "(Hata yapan) Müslüman kardeşinin özrünü kabul et, eğer özrü yoksa da sen onun için özür bul." (İnsanların hatalarını mazur görmeye çalış!) Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 165 * * * 132-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hıyanetin/ihanetin en çirkini (Müslüman kişinin) sırrını ifşa etmektir." Müstedrek'ül-Vesail, c. 12, s. 305, 14155. Hadis * * * 133-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hatalı insana başkalarının yanında nasihat etmek, gerçekte onu ezmek/şahsiyetini zedelemek gibidir." (Kimsenin olmadığı yerde nasihat etmek gerekir.) Gurer'ul-Hikem/322 * * * 134-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle katında en sevimli amel mümin kardeşini sevindirmektir: (Örneğin) Açlığını gidermek (onu doyurmak), sıkıntısını gidermek veya borcunu ödemek...(suretiyle mümin kardeşini sevindirmek Allah'ın en çok sevdiği şeydir.) Kafi, c. 2, s. 192 * * * 135-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İki kişiyi arasını bulmanın sevabı, bir kimsenin bütün ömrü boyunca kıldığı namaz ve tuttuğu orucun sevabından daha üstündür." Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 43 * * * 136-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin sana karşı olan hayırlı zannını doğrula/boşuna çıkarma." Nehc'ül-Belağa/511 * * * 137-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse diğerlerine iyilik yapma hususunda öncülük (örnek teşkil) ederse, o iyiliği kendisi yapmış gibidir." Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 119 * * * 138-Eba Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mümin kişi öldükten sonra da şu altı şeyden fayda/istifade görür: "Kendisi için Allah'tan bağışlanma dileyen salih bir evlat, (kendisi için) tilavet edilen Kur'an, halkın faydalanması için açtığı kuyu, yeryüzüne diktiği ağaç, sadaka-i cariye niyetiyle yaptırdığı çeşme ve kendinden sonra insanların amel ettiği iyi bir sünnet (uygulama)" el-Hisal, s. 323 * * * 139-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Eğer ümmetim için zorluk çıkarmaktan çekinmeseydim, her namazla birlikte dişlerini fırçalamayı farz kılardım." Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 126 Konular Adaletsizlik ve Zulüm 140-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde bir münadi (nida edici) şöyle nida eder: "Ey zulüm edenler ve onların yardakçıları, neredesiniz? Onlara hokka kalem hazırlayanlar, bir torbanın ağzını sağlam kapatanlar ve ya kendilerine mürekkep temin edenler kimdir? Hepsini birlikte haşr edin." Sevab'ul-E'mal, s. 903 * * * 141-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Vallahi, karıncanın ağzındaki arpanın kabuğunu alarak Allah'a isyan etmem için bana yedi iklim ve bunun altındakiler verilse, gene de kabul etmem." Nehc'ül-Belağa, 347 * * * 142-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zulüm üç çeşittir: bir zulüm vardır ki Allah azze ve celle affeder, bir zulüm vardır ki Allah affetmez ve başka bir zulüm de vardır ki Allah ona göz yummaz. Allah'ın bağışlamadığı zulüm, Allah azze ve celle'ye şirk koşmaktır, Allah'ın bağışladığı zulüm ise kişinin kendisiyle Allah azze ve celle arasında kendi nefsine zulmetmesidir. Allah'ın göz yummadığı zulüm ise insanların birbiri hakkında (kul hakkı hususunda) işlediği zulümdür." el-Kafi, c. 2, s. 330 * * * 143-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zulüm adımları kaydırır, nimetleri ortadan yok eder ve ümmetleri helak eder." Tesnif-u Gurer'ul-Hikem, s. 456 * * * 144-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın nimetini değiştiren, azabının çabuk gelmesine sebep olan şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Allah, zulme ve işkenceye maruz kalanların feryadını duyandır, zalimlerin azabını da hazırlamıştır." Nehc'ül-Belağa, 53. Mektup Konular * * * Müslüman Kardeşinin Hakları 145-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim Mümin kardeşini üzer, sonra da (kendisini affetmesi için) bütün dünyayı kendisine verecek olsa bu kendisi için kefaret olmaz ve bu ihsanından dolayı asla mükafat görmez." (Dolayısıyla önce tövbe etmeli ve üzdüğü Müslüman kardeşini kendisinden razı etmelidir.) Bihar'ul-Envar, c. 75, s. 150 * * * 146-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Müslüman kardeşinin senin üzerindeki en çok farz olan haklarından biri de dünya ve ahiret menfaatinin olduğu bir şeyi kendisinden gizlememendir." Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 75 * * * 147- Hz. Hasan (a.s), annesi Fatıma (a.s)'ı sürekli komşuları ve diğerleri hakkında dua ederken gördüğünde, "Anneciğim, neden kendine dua etmiyorsun?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Fatıma (a.s) şöyle buyurdu: "Önce komşu, sonra ev." Keşf'ul-Gumme, c. 2, s. 25 Bihar'ul-Enver, c. 43, s. 82 * * * 148-İmam Hasan b. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Başkalarına karşı, kendine nasıl davranılmasını seviyorsan öyle davran." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 116 * * * 149-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, hakkı ihya edip batılı yok öldürene; zulmü reddedip adaleti ikame edene rahmet etsin." Gurer'ul-Hikem, s. 181 * * * 150-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şu dört şey Peygamberler (a.s)'ın ahlakındandır: İyilik, cömertlik, zorluklar karşısında sabır ve Müminin hakkını almak için kıyam etmek." Tuhef'ul-Ukul, s. 277 * * * 151-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dinin direği olan, İslam cemaatini oluşturan, düşmanlara karşı duran, ümmetin çoğunluğu olan halkı sevmeli ve onlara meyletmelisin." Nehc'ül-Belağa, 53. Mektup * * * 152-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Mümin insanın hakkını eda etmekten daha üstün bir şeyle ibadet edilmemiştir." el-Kafi, c. 2, s. 170 * * * 153-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir Mümine eziyet eden şüphesiz ki bana eziyet etmiştir." Bihar'ul-Envar, c. 67, s. 72 * * * 154-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir müminin malını haksız yere gasp eden kimseden tövbe etmedikçe ve aldığı malı sahibine geri vermedikçe Allah asla razı olmaz, iyi ve hayır işlerini asla kabul etmez ve iyiliklerinden saymaz." Müstedrek'ül-Vesail, c. 17, s. 89 Konular * * * Selam 155-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Birbirinizle karşılaştığınız zaman selam verip tokalaşın ve ayrıldığınızda da birbirinize mağfiret dileyerek ayrılın." Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 4 * * * 156-İmam Hüseyin bin Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Selam vermenin yetmiş sevabı vardır; atmış dokuz sevabı selam verene, bir sevabı da selama karşılık verene aittir." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 120 * * * 157-Eba Abdillah (İmam Sadık) -a.s- şöyle buyurmuştur: "Resulullah (s.a.v), Abdulmuttalib oğullarını toplayarak şöyle dedi: "Ey Abdulmuttalib oğulları selamı yayın, yakınlarınızı ziyaret edin, insanlar uykuda iken gece namazı kılın, yemek ihsan edin ve güzel sözler söyleyin ki esenlikle cennete giresiniz." Bihar'ul-Envar, c. 69, s. 393 * * * 158-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlk selam veren kimse Allah ve Resulü nezdinde daha evladır./değerlidir." Vesail'uş-Şia, c. 12, s. 55 Konular * * * İyiliği Emretmek ve Kötülükten Sakındırmak 159-"Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "Sizden; iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve kötülükten men eden bir cemaat olsun. İşte kurtuluşa erişenler yalnız onlardır." Al-i İmran/104 * * * 160-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetim iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak hususunda gevşek davranıp bu önemli işi birbirine havale ettiklerinde Allah-u Teala'ya karşı savaş ilan etmiş olurlar." Bihar'ul-Envar, c. 100, s. 92 * * * 161-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim kalbi, dili ve eliyle kötülükten sakındırmayı terk ederse diriler arasında ölü gibidir." Bihar'ul-Envar, c. 100, s. 94 * * * 162-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir Mümini haramdan alı-koymak Allah nezdinde makbul olan yetmiş hacca denktir." Müstedrek'ül-Vesail, c. 11, s. 276 * * * 163-Emir'el-Müminini İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Marufu emret ve ona uyanlardan ol, münkeri elinle ve dilinle gider. Münkeri isteyenlerden tüm çabanla uzaklaş ve sakın. Allah yolunda hakkıyla cihad et. Hiçbir kınayıcının kınaması, seni onun yolundan alıkoymasın. Nerede olursan ol, hak yolunda güçlülüklerin en şiddetlilerine korkusuzca atıl." Nehc'ül-Belağa, 31. Mektup * * * 164-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak Peygamberlerin yolu ve salihlerin metodudur. Bütün farzların kendisiyle ikame edildiği büyük bir farzdır. Diğer inançlar onunla emniyete erer, kazanç ve işler onunla helal olarak gerçekleşir, zulümler ortadan kalkar ve yeryüzü düzene girer." el-Kafi, c. 5, s. 56 * * * 165-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dinin kıvamı/dayanağı iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak ve ilahi hadleri uygulamaktır." Gurer'ul-Hikem, s. 236 * * * 166-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kötülük görürse, eliyle o kötülüğü nehy etsin. Gücü yetmezse diliyle, ona da gücü yetmezse kalbiyle nehy etsin." Vesail'uş-Şia, c. 16, s. 135 * * * 167-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kim iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırsa Allah'ın ve resulünün yer yüzündeki halifesidir." Müstedrek'ül-Vesail, c. 12, s. 179 * * * 168-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir ümmet iyiliği emredip kötülükten sakındırdıkça; iyilik ve takvada yardımlaştıkça sürekli hayırlar/iyilikler içinde yaşar. Aksi takdirde böyle davranmadığı müddetçe onlardan tüm ilahi bereketler alınır." et-Tehzib, c. 6, s. 181 * * * 169- Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s), İbn-i Mülcem (Allah'ın laneti üzerine olsun) tarafından ağır yaralanınca oğlu Hasan ve Hüseyin (a.s)'a şöyle vasiyet etmiştir: "Allah için mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle Allah yolunda cihad edin... İyiliği emredip kötülükten men etmeyi terk etmeyin. Aksini yaptığınız takdirde başınıza kötüleriniz geçer ve sonra, yaptığınız dualar da kabul olmaz." Nehc'ül-Belağa 47. Mektup * * * 170-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek insanların en üstün amelidir." Müstedrek'ül-Vesail, c.12, s. 185 * * * 171-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bütün hayırlı amellerin ve hatta Allah yolunda cihadın bile, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevinin karşısındaki konumu; ağızdaki tükürüğün, dalgalı denizler karşısındaki konumu gibidir." Bihar'ul-Envar, c. 100, s. 89 * * * 172-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle Şuayb Peygamber (a.s)'a şöyle vahiy etti: "Ben Şüphesiz ki senin kavminden yüz bin kişiyi azaba düçar kılacağım. Bu yüz bin kişiden kırk bin kişisi kötüler, altmış bin kişisi ise iyilerdir." Bunun üzerine Şuayb Peygamber (a.s) şöyle buyurdu: "Ya Rabbi! Kötüler azaba layıktır, ama iyiler neden bu azaba düçar olacak?" Allah azze ve celle ona şöyle vahiy etti: "Zira onlar da kötülerle uzlaştılar ve ben gazaplandığım halde onlar gazaplanmadılar." (Onlar günah işlediğinde hiçbir şey demediler, iyiliği emredip kötülükten sakındırmadılar.) el-Kafi, c. 5, s. 56 * * * 173-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emredin, kötülükten sakındırın ve bilin ki iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, ne eceli yaklaştırır ve ne de rızkı keser." Vesail'uş-Şia, c. 16, s. 120 * * * 174-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak suretiyle Allah'ın dinini savunmayan kavme eyvahlar olsun." Müstedrek'ül-Vesail c. 12, s. 181 Konular * * * Dil ve Afetleri 175-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Dilin çıkardığı fitne, kılıcın vurduğu darbeden daha şiddetlidir." Bihar'ul-Envar, c. 71, s. 286 * * * 176-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir şey dil kadar uzun süre hapsedilmeye müstahak değildir." (Zira insanın işlediği günahların çoğu dil vasıtasıyla gerçekleşmektedir: gıybet, iftira, yalan, alay ve dille yaralama gibi.) Bihar'ul-Envar, c. 71, s. 277 * * * 177-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Önce düşün, sonra konuş ki sürçmelerden korunasın." Gurer'ul-Hikem, s. 228 * * * 178-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İnsanların helak olması şu üç şeyledir: karın (mide), şehvet ve dil." Vekayi'ul-Eyyam, s. 297 * * * 179-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dilini korumadıkça hiç kimse günahtan korunmuş olamaz." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 178 Konular Gıybet ve İnsanları Ayıplamak 180-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Gıybet etmenin Müslüman insanın dinini yok etme hususundaki etkisi; insanın, içindeki cüzzam hastalığından (ölmesinden) daha etkilidir." el-Kafi, c. 2, s. 257 * * * 181-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gıybete kulak veren kimse de gıybet eden kimse gibidir." Gurer'ul-Hikem, s. 307 * * * 182-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Gıybeti terk etmek Allah azze ve celle için kılınan on bin rekat müstahap namazdan daha sevimli ve değerlidir." Bihar'ul-Envar, c. 75, s. 261 * * * 183- Abd'ul-Mu'min'il-Ensari şöyle buyuruyor: "Muhammed bin Abdillah'il-Caferi'nin de yanında bulunduğu bir sırada İmam Ebi'l Hasan Musa bin Cafer (a.s)'ın yanına vardım. Ben ona bakıp tebessüm edince İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Onu seviyor musun?" Ben, "Evet, onu sizin için seviyorum." deyince de şöyle buyurdu: "O senin kardeşindir. Her ne kadar babaları bir olmasa da mümin müminin kardeşidir. Kardeşini itham eden kimse melundur. Kardeşini kandıran kimse melundur. Kardeşine nasihat etmeyen kimse melundur. Kardeşinin gıybetini yapan kimse melundur." Bihar'ul-Envar, c. 75, s. 262 * * * 184-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanların en kötüsü kendisinin ayıplarını görmeyen ve sürekli insanların ayıplarını araştıran kimsedir." Teraif'ul-Hikem, s. 176 * * * 185-İmam Musa b. Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinin gıybetini eden kimse melundur." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 232 Konular * * * Yalancılık 186-Enes b. Malik şöyle diyor: "Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Benden altı şeyi kabul edin, ben de size cenneti kabul edeyim (cenneti garantileyeyim): 1-Konuştuğunuz zaman yalan söylemeyin. 2-Söz verdiğiniz zaman sözünüzden caymayın. 3-Güvenildiğiniz zaman ihanet etmeyin. 4-Gözlerinizi (günahlara ve haramlara) kapayın. 5-Avret mahallinizi (ırzınızı) koruyun. 6-El ve dillerinizi haramlardan koruyun." el-Hisal, s. 321 * * * 187-Ebu Muhammed'il-Askeri (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bütün kötülükler bir evde karar kılınmıştır. Bu evin (kötülüklere girişin) anahtarı ise yalandır." Bihar'ul-Envar, c. 72, s. 263 * * * 188-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Küçük ve ya büyük ciddi veya şaka (her türlü) yalandan sakının. Zira insan oğlu küçük yalan atacak olursa büyük yalan atmaya da cesaret bulur." Tuhef'ul-Ukul, s. 201 * * * 189-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Gözlerinin gördüğü haktır, kulaklarının duyduğu çoğu şey ise batıldır." Bihar'ul-Envar, c. 75, s. 196 * * * 190-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Allah azze ve celle kötülük ve şer için bir takım kilitler karar kılmıştır. Şarabı ise bu kilitlerin anahtarı olarak taktir etmiştir. Yalan ise şaraptan daha kötüdür." el-Kafi, c. 2, s. 339 * * * 191-İmam Ali b. Musa er-Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Doğru sözlü olunuz ve yalan söylemekten sakınınız." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 347 Konular * * * Dost ve Arkadaşlık 192-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İnsan dostunun dini üzeredir. O halde kiminle dost olduğunuza bakınız." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 192 * * * 193-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sana süs/ziynet olacak kimse ile arkadaş ol; seninle süslenecek/ziynetlenecek kimseyle arkadaş olma." Bihar'ul-Envar, s. 76, s. 267 * * * 194-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bana en sevimli olan kardeşim, bana ayıplarımı hediye eden/bağışlayan kardeşimdir." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 282 * * * 195-Cafer bin. Muhammed babasından, o da dedesinden Emir'el Müminin İmam Ali (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Şüphesiz ki Müslüman insanın üç tür dostu vardır: Bir dostu ona şöyle der: "Ben hayatta iken de, öldükten sonra da seninleyim." Bu müminin amelleridir. Bir dostu da ona şöyle der: "Ben mezara kadar seninleyim, daha sonra seni terk edeceğim." Bu da müminin çocuklarıdır. Başka bir dostu da ona şöyle der: "Ben ölünceye kadar seninleyim." Bu da müminin malıdır. Zira insan ölünce tüm malları varislerinin olur." el-Hisal, s. 1, s. 114 * * * 196-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Doğru arkadaşlar edinmeye bak, onlardan bir şeyler (marifetler) elde etmeye çalış. Zira onlar bolluk zamanında destekçilerin, bela zamanında da sığınağındır." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 187 * * * 197-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Salihlerle oturup kalkmak insanı salah ve doğruluklara davet eder." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 141 * * * 198-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "İsyankar insanlarla arkadaş ve zalimlere yardımcı olmayın." Bihar'ul-Envar, c. 78, s. 151 Konular * * * Kötü Arkadaş 199-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın velilerini kötüleyen kimselerle oturup kalkan şüphesiz ki Allah azze ve celle'ye isyan etmiştir." el-Kafi, c. 2, s. 379 * * * 200-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Keşke dostlarınızın bir günah ve kötülüğünü duyduğunuzda yanına gidip kendisine şöyle deseydiniz: "Ey falan ya bu günahtan el çek ya da bizden uzak dur." Bunun üzerine sözlerinizi dinlerse (ne al'a), aksi taktirde ondan uzaklaşın." Vesail'uş-Şia, c. 16, s. 146 * * * 201-Muhammed bin Müslim, İmam Sadık (a.s)'dan, o da babası İmam Muhammed Bakır (a.s)'den şöyle nakletmektedir: "Babam Hz. Ali bin Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey oğlum şu beş kişiyle asla arkadaş olma, onlarla konuşma ve yoldaşlık etme." Ben, "Ey babacığım onlar kimlerdir?" diye sorunca da, şöyle buyurdu: "1-Yalancılarla arkadaş olmaktan sakın. Şüphesiz ki yalancı kimse bir serap gibidir. Sana uzağı yakın gösterir, yakını da uzak gösterir. 2-Fasıklarla arkadaş olmaktan sakın, şüphesiz ki fasık seni bir lokmaya hatta daha azına hiç çekinmeden satar. 3-Cimri kimselerle de arkadaş olma. Şüphesiz ki cimri de ihtiyacın olduğu zaman senden malını esirger. 4-Ahmak insanlarla da arkadaş olma, zira ahmak sana yardım etmek istese de zarar verir. 5-Sıla-ı Rahim etmeyen kimse ile de arkadaş olma, zira ben onun Kur'an da üç yerde melun olduğunu gördüm." el-Kafi, c. 2, s. 641 * * * 202-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey Kumeyl her halinde hakkı söyle, muttaki insanları sev, fasıklardan uzak dur, münafıklardan ayrıl ve hain insanlarla asla arkadaş olma." Müstedrek'ül-Vesail, c. 12, s. 197 Konular * * * İnsanlara Hizmet Etmek 203-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinden dünyalık bir hüznü/sıkıntıyı gideren kimseyi, Allah da kıyamet gününün hüznünden kurtarır." Şehab'ul-Ahbar, s. 194 * * * 204-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanların sana muhtaç olması Allah'ın sana bir ihsanıdır. O halde Allah'ın nimetlerinden usanmayın (muhtaç insanlara yardımcı olun)." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 318 * * * 205-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, Müslüman kardeşinin ihtiyacı olduğunu teşhis ettiğinde onu ihtiyacı hususunda zorluğa düşürmesin." (hemen ihtiyacını karşılasın ve onu ihtiyacını dile getirmek zorunda bırakmasın.) Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 166 * * * 206-İmam Sadık (a.s) babalarından, onlar da Resulullah (s.a.v)'den şöyle nakletmektedirler: "Her kim aç bir mümini doyuracak olursa Allah azze ve celle onu cennet meyveleriyle doyurur. Her kim çıplak bir mümini giyindirirse, Allah da ona (cennette) ince ipek elbiseler giyindirir. Susuz bir mümini suvaran kimseyi de Allah mühürlü halis bir içkiyle suvarır. Hakeza her kim mümin kardeşine yardım eder veya bir sıkıntısını giderirse Allah da hiç bir gölgenin olmadığı günde onu arşının gölgesinde gölgelendirir. Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 382 * * * 207-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar Allah'ın ehl-u iyalidir (rızkını yiyenlerdir) Allah'a en sevimli kimse Allah'ın ehl-u iyaline yararı dokunanlar ve ev halkını sevindirenlerdir." el-Kafi, c. 2, s. 164 * * * 208-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Bir mümine yardım edenin, Allah azze ve celle de yetmiş üç sıkıntısını giderir. Birini dünyada ve diğer yetmiş iki sıkıntısını da "büyük sıkıntı" (hesap) zamanında giderir. (sonra da şöyle buyurdu: "İnsanların kendi nefisleriyle meşgul olduğu zaman…" (Yani kıyamette herkesin kendi amelleriyle uğraştığı zaman) el-Kafi, c. 2, s. 199 Konular * * * Borç Vermek 209-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Müslüman kardeşi kendine halini şikayet eder (borç isterse) de ona borç vermezse, kıyamet gününde Allah iyilere mükafat verdiğinde cenneti kendisine haram kılar." Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 329 * * * 210-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman kardeşi bir borç için kendine muhtaç olur da borç vermezse Allah iyileri mükafatlandırdığı kıyamet günü ona cenneti haram kılar." Bihar'ul-Envar, c. 76, s. 367 Konular * * * Muhtaçlara Yardım 211-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Alimlere sorunuz, hikmet sahipleriyle muaşerette bulununuz ve fakirlerle oturup kalkınız." Tuhef'ul-Ukul, s. 34 * * * 212-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mal ve mülkün yok olmasının sebebi muhtaç insanları mahrum kılmaktır." Gurer'ul-Hikem, c. 4, s. 190 * * * 213-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Peygamberden nakledildiği üzere Allah-u Teala miraç gecesi kendisine şöyle buyurmuştur: "Ey Ahmed! Benim muhabbet ve sevgim fakir insanları sevmektir. O halde fakirleri kendine yakın kıl, kendi yakınına oturt ki ben de sana yakın olayım." el-Hayat, c. 2, s. 51 * * * 214-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir mümine doyasıya yedirirse Allah'ın hiç bir kulu onun ahirette elde edeceği mükafatını bilemez; ne mukarreb/yakınlaştırılmış bir melek ve ne de gönderilmiş bir nebi… (Mükafatını sadece) alemlerin rabbi olan Allah bilir. (Daha sonra şöyle buyurdu:) "Mağfiret ve ilahi gufranın nedenlerinden biri de aç bir Müslümanı doyurmaktır." (Daha sonra da İmam (a.s), Allah azze ve celle'nin şu ayetini tilavet buyurdu:) "Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır." el-Kafi, c. 2, s. 201 * * * 215-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Sadaka sahibinin elinden çıkınca kendisine şu beş sözü söyler: Ben fani idim beni sabit (baki) kıldın; küçük idim, büyüttün, düşman idim, dost kıldın; şimdiye kadar hep sen beni korudun, şimdiden kıyamete kadar da ben seni koruyacağım." el-İsna Aşeriye, s. 223 * * * 216-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir mümini sevindirirse evvela Allah'ı, ikinci olarak Resul-i Ekrem'i, üçüncü olarak da bizi (Ehl-i Beyt'i) sevindirmiştir." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 314 * * * 217-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki münezzeh olan Allah fakirlerin yiyeceğini zenginlerin malında karar kılmıştır. Bir fakir acıkırsa, mutlaka bir zenginin onun bu hakkını engellediğindendir." Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/320 s. 478 * * * 218-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim ihtiyacı olduğu halde bir mümini malından alı-koyarsa Allah ona cennet yiyeceklerini tattırmaz ve ona mühürlenmiş halis şarap içirmez." Bihar'ul-Envar, c. 75, s. 314 Konular * * * İnfak 219-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Ümmetim birbirine doğru oldukça, emanetlere riayet ettikçe ve zekatını verdikçe hayır ve iyilik üzere olurlar. Ama böyle yapmazlarsa (bu görevlerini eda etmezlerse) kıtlık ve darlık içine düşerler." Vesail'uş-Şia, c. 6, s. 13 * * * 220-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey Ademoğlu, malın hususunda kendi nefsinin vasisi ol. Kendinden sonra malın hususunda ne yapılmasını istiyorsan, (şimdi) kendin yap. Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/254 * * * 221-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Sadaka verin, hastalarınızı sadaka ile tedavi edin, şüphesiz ki, sadaka belaları ve hastalıkları (insandan) def eder. Sadaka ömürlerinizin uzamasına ve iyiliklerinizi artışına neden olur." Kenz'ul-Ummal, c. 6, s. 371 * * * 222-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: (Miraç gecesi) Göklere götürüldüğümde cennetin kapısında üç satır yazı müşahede ettim: Birinci satırda şöyle yazılıydı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.... Ben Allah'ım; benden başka ilah yoktur. Rahmetin gazabımı geçmiştir. İkinci satırda ise şöyle yazılıydı: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.... (Mükafat olarak) Sadaka on kat, borç vermek on sekiz kat ve sıla-ı rahimde bulunmak ise otuz kattır. Üçüncü satırda ise şöyle yazılıydı: Benim kadrimi/azametimi ve rububiyetimi tanıyanlar beni rızık verme hususunda itham etmemelidirler." el-İsna Aşeriye, s. 85 * * * 223-Tavus b. Yemani, Ali b. Hüseyin (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Müminin alameti beş şeydir." Ben, "Bu beş şey nedir, ey İbn-i Resulillah?" diye sorunca da şöyle buyurdu: "Kimsenin olmadığı halvet yerlerde Allah'tan korkmak, darlıkta sadaka vermek, günahlar karşısında sabretmek, gazaplandığında hilim sahibi olmak ve korku anında bile doğruyu söylemek." el-Hisal, s. 127 Konular * * * Sıla-i Rahim (Yakınları Ziyaret Etmek) 224-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim rızkının genişlemesini ve ecelinin gecikmesini istiyorsa sıla-i rahimde bulunmalıdır. (Onlara başvurmalı, ihtiyaçlarını gidermeye çalışmalıdır.)" Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 89 * * * 225-Ali b. Musa er-Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mal sadece şu beş haslet sayesinde toplanır: aşırı bir cimrilik, uzun emel, insana galebe çalan hırs, sıla-i rahimde bulunmamak, ve dünyayı ahirete tercih etmek."(Yani bir insan cimri, haris, uzun emellere sahip, akrabalarını terk eden ve ahiretini dünyaya satan kimse olmadıkça asla zengin olamaz.) Bihar'ul-Envar, c. 73, s. 138 * * * 226-Ebu Cafer'il-Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sıla-i rahimde bulunmak amelleri temizler, dünya malını artırır, belaları def eder, insanın hesap vermesini kolaylaştırır ve ömrü uzatır." el-Kafi, c. 2, s. 150 * * * 227-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Üç kişi asla cennete giremez: Şarap içen kimse, sihir yapan kimse ve sıla-i rahimde bulunmayı kesen kimse." el-Hisal, s. 179 Konular * * * Anne ve Babaya İyilik Etmek 228-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın rızası anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın gazabı da anne ve babanın gazabındadır." Müstedrek'ül-Vesail c. 15, s. 176 * * * 229-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Amellerin en faziletlisi namazı vaktinde kılmak, anne ve babaya iyilik etmek ve Allah yolunda cihad etmektir." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 85 * * * 230-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah azze ve celle'nin ölümü kendisine kolaylaştırmasını istiyorsa sıla-i rahimde bulunmalı ve anne ve babasına iyilik etmelidir. Bunu yaptığı taktirde Allah kendisine ölüm anını kolaylaştırır ve hayatı boyunca asla fakirlik görmez." Sefinet'ul-Bihar, c. 2, s. 553 * * * 231-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Anne ve babasına, kendisine her ne kadar zulüm de etmiş olsalar, gazap gözüyle bakan kimsenin (tevbe etmezse) Allah asla namazını kabul etmez." el-Kafi, c. 2, s. 349 * * * 232-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Babalarınıza iyilik edin ki çocuklarınız da sizlere iyilik etsin. İnsanların eşlerine karşı iffetli olun ki, eşleriniz de iffetli kalsın." el-Kafi, c. 5, s. 554 * * * 233-Ebi Abdillah (İmam Sadık) (a.s) şöyle buyurmuştur: "Adamın biri bir gün Peygamberin huzuruna vararak kendisine anne ve babaya iyilik etmeyi sordu. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Annene iyilik et, annene iyilik et, annene iyilik et…Babana iyilik et, babana iyilik et, babana iyilik et…" Peygamber burada anneyi babadan önce zikretmiştir." el-Kafi, c. 2, s. 162 Konular * * * Çocukların Hakkı 234-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ya Ali (kötü davranışlarıyla) çocuklarının asi olmasına sebep olan anne ve babaya Allah lanet etsin." Vesail'uş-Şia, c. 21, s. 290 * * * 235-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İşlerinin çoğunu eşine ve çocuklarına ayırma. Zira ehlin ve çocukların Allah'ın dostu ise Allah onları zayi etmez; yok eğer Allah'ın düşmanı ise o halde, neden Allah'ın düşmanlarına üzülüyor ve çalışıyorsun?" Nehc'ül-Belağa/352 * * * 236-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mürcie (Sapık inançlı kimseler), çocuklarınızı yoldan çıkarmadan siz çocuklarınıza hadis (ve İslami ilimler) öğretin." el-Kafi c, 6, s. 47 * * * 237-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "İnsanın evladına iyilik etmesi, anne ve babasına iyilik etmesi gibidir." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c.3, s. 483 * * * 238-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Çocuğun baba üzerindeki hakkı; ona güzel isim seçmesi, güzel terbiye etmesi ve ona Kur'an öğretmesidir." Nehc'ül-Belağa, el-Kelimat'ul-Kısar/399 * * * 239-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınıza yüzmeyi ve ok atmayı öğretin." el-Kafi, c. 6, s. 47 * * * 240-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Çocuklarınız yedi yaşında eriştiklerinde onlara namazı öğretin. On yaşına eriştiklerinde (eğer namaz kılmazlarsa) namaz için onları tenbih edin ve yataklarını ayırın." Kenz'ul-Ummal, c. 16, s. 45330 * * * 241-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Çocuğunun senin üzerindeki hakkı onun senden vücuda geldiğini ve bu dünyada onun iyilik ve kötülüğünü sana isnat ettiklerini bilmendir. Şüphesiz ki sen onu güzel terbiye etmek, Rabbi azze ve celle'ye hidayet etmek ve ona Allah'a itaat noktasında yardımcı olmakla sorumlusun. Çocuğun hakkında ona iyilik ettiği taktirde mükafat göreceğini, kötülük ettiği taktirde ise cezalandırılacağını bilen kimse gibi davran." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 2, s. 622 * * * 242-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evlatlarınıza ikram edin ve en güzel şekilde terbiye edin ki size de mağfiret edilsin." Bihar'ul-Envar, c. 104, s. 95 Konular * * * Süt Emzirme 243-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evet, hamile olduktan sonra doğuruncaya kadar ve hatta süt vermesi bitinceye kadar kadın için (bütün bu süre boyunca elde edeceği mükafat) Allah yolunda sınırlarda nöbet tutan mücahit (bir kimsenin elde ettiği mükafat) kadardır. Eğer bu dönemde vefat edecek olursa kendisine şehitlerin makamına benzer bir makam verilir." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 561 * * * 244-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Çocuğun emdiği hiç bir süt annesinden emdiği süt kadar bereketli değildir." Vesail'uş-Şia, c. 21, s. 452 * * * 245-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Hamile olan kadın; oruç tutan, geceleri namaz kılan, Allah yolunda canı ve malıyla cihad eden mücahit kimse gibidir. Doğurunca Allah katında hiç kimsenin bilemeyeceği kadar büyük mükafat elde eder. Çocuğuna süt verdiğinde ise bebeğin her emmesine karşılık kendisine, Hz. İsmail'in evlatlarından birini azad etme sevabı verilir. Süt verme dönemi bitince de bir melek kendisine (müjde vermek için) dokunur ve şöyle der: "Ameline baştan (sıfırdan) başla, şüphesiz ki sen bağışlandın/mağfiret edildin." Bihar'ul-Envar, c. 104, s. 106 * * * 246-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Çocuk için anne sütünden daha hayırlı bir süt yoktur." Müstedrek'ül-Vesail, 48. Bab Konular * * * Evlilik Büyük Bir İbadettir 247-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evli insanın kıldığı iki rekat namaz, geceyi ibadetle geçiren ve gündüzleri de oruç tutan bekar insanın (ibadetinden) daha hayırlıdır." Men la Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 384 * * * 248-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Uyuyan evli kimse Allah nezdinde geceleri ibadet eden gündüzleri ise oruç tutan bekardan daha üstündür." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 221 * * * 249-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin iyileri evliler, kötüleri ise bekarlardır." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 221 * * * 250-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Adamın biri babamın yanına geldi. Babam kendisine, "eşin var mı?" diye sordu. Adam, "hayır" dedi. Bunun üzerine babam şöyle dedi: "Ben dünya ve içindeki her şey benim olsa da bir tek gece eşsiz kalmayı istemem." (Babam daha sonra şöyle dedi:) "Evli adamın kıldığı iki rekat namaz; geceleri ibadet eden, gündüzleri ise oruç tutan bekar kimsenin ibadetinden daha üstündür." Babam daha sonra kendisine yedi dinar vererek şöyle buyurdu: "Git bununla evlen." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 217 Konular * * * Evliliğe Teşvik 251-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evlenen kimse dininin yarısını korumuş olur. (Başka bir hadiste de şöyle buyurulmuştur:) "Geri kalan yarısı hususunda da Allah'tan korkmalıdır." el-Kafi, c. 5, s. 328 * * * 252-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Cehennem ehlinin çoğu bekarlardır." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 384 * * * 253-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "En kötü ölüleriniz bekarlardır." et-Tehzib, c. 7, s. 239 * * * 254-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a temiz ve tahir olarak (günahsız bir şekilde) kavuşmak istiyorsa evlenmelidir." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 385 * * * 255-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evlen, aksi takdirde Hıristiyan ruhbanlarından (Başka bir rivayette ise, "Şeytanın kardeşlerinden") olursun." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 221 Konular İlahi Rahmetin ve Güzel Ahlakın Anahtarı Evliliktir. 256-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Göklerin rahmet kapısı dört yerde açılır: Yağmur yağarken, çocuk anne ve babasının yüzüne bakarken, Kabe kapısı açılırken ve nikah kıyılırken." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 221 * * * 257-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bekar çocuklarınızı evlendirin, zira bu vesile ile Allah ahlaklarını güzelleştirir, rızıklarını genişletir ve haysiyetlerini/mürüvvetlerini çoğaltır." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 222 * * * 258-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evlenin ve bekarlarınızı evlendirin. Zira evlilik çağına eren kızlarını ve kız kardeşlerini kolayca evlendirip, düzene koyması, her Müslüman erkeğin en büyük mutluluğudur." el-Kafi, c. 5, s. 328 * * * 259-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle'ye İslam'da nikah ile kurulan evden daha sevimli hiçbir şey yoktur. Allah azze ve celle'nin en çok buğz ettiği şey ise, İslam'da ayrılık, yani talak ile dağılan evdir." el-Kafi, c. 5, s. 328 Konular * * * Evlilikte Acele Etmek 260-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bekar kızlar, ağaçtaki meyveler gibidir. Meyveler yetişir de toplamazlarsa, güneş bozar ve rüzgar dağıtır. Bekar kızlar da işte böyledir; kadınların derk ettiğini derk ettikleri zaman artık onları evlendirmekten başka bir çare/ilaç yoktur. Aksi takdirde fesada düşmeyeceklerinden emin olunamaz. Zira şüphesiz onlar da insandır. (beşeri iç güdülere sahiptir.)" el-Kafi, c. 5, s. 337 * * * 261-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Gençliğinin başında evlenen genç kimse için şeytan şöyle feryat eder: Eyvahlar olsun bana, eyvahlar olsun bana, dininin üçte ikisini benden korudu." Bihar'ul-Envar c. 103, s. 221 * * * 262-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ey gençler, evlenmeye gücü yetenleriniz evlensin. Zira evlilik gözlerinizi (günahlar peşinde koşmaya) kapar ve ırzınızı korur." Müstedrek'ül-Vesail'uş-Şia, c. 14, s. 153 * * * 263-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Peygamber (erkekler için) dünyayı terk edip evlilikten kaçınmayı nehy etmiş ve kadınları da nefislerini evlilikten alıkoymaktan sakındırmıştır." Müstedrek'ül-Vesail'uş-Şia, c. 14, s. 248 Konular * * * Şer'i Evliliğe Yardımcı Olmak 264-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah bir araya getirsin diye (mümin ve mümine kulun) helal evliliği için çalışan kimseyi, Allah da cennette Hur'ul-Ayn ile evlendirir. Bu yolda attığı her adım ve konuştuğu her kelime için kendisine bir senelik ibadet sevabını verir." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 221 * * * 265-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şefaatlerin en üstünü Allah bir araya getirsin diye iki kişi arasında (evlilik konusunda) şefaat etmendir." et-Tehzib, c. 7, s. 415 ve el-Kafi, c. 5, s. 331 * * * 266-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlahi rahmet gölgesinden başka hiç bir gölgenin olmadığı günde şu üç kişi Allah'ın arşının gölgesinde gölgelenirler: Müslüman kardeşini evlendiren, ona hizmet eden ve sırrını gizleyen kimse." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 356 * * * 267-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir bekarı evlendiren kimse, Allah'ın kıyamette kendisine (rahmet gözüyle) bakacağı kimselerdendir." et-Tehzib, c. 7, s. 404 * * * 268-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki kıyamet günü Allah-u Teala'nın elinin altında bir gölge vardır ki altında Peygamber, Peygamberin vasisi, mümin bir kulu azad eden mümin, mümin bir kulun borcunu ödeyen mümin veya mümin bir kulun evliliğini üstlenen mümin dışında hiç kimse gölgelenemez." Bihar'ul-Envar, c. 74, s. 256 * * * 269-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir araya gelsinler diye iki müminin evliliği hususunda çalışan kimseyi Allah azze ve celle, her biri inci ve yakuttan köşkler içinde bulunan bin Hur'ul-Ayn ile evlendirir." Vesail'uş-Şia, c. 20, s. 46 Konular * * * Kadın ve Mihriyesi 270-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kadının uğursuzluğu mihrinin çokluğu ve ahlakının kötülüğüdür." Bihar'ul-Envar, c. 58, s. 321 * * * 271-İmam Eba Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hırsızlar üç gruptur: Zekatı engelleyenler, kadınların mihirlerini (yemeyi) helal sayanlar ve ödeme niyetinde olmaksızın borçlananlar." Bihar'ul-Envar, c. 96, s. 12 * * * 272-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mihrinin azlığı kadının bereketindendir; mihrinin çokluğu ise onun uğursuzluğundandır." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 387 * * * 273-Emir'el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kadınların mihrini yüksek tutmayın; zira bu düşmanlığa sebep olur." Vesail'uş-Şia, c. 21, s. 253 * * * 274-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Günahların en kötüsü şu üç günahtır: "Haksız öldürmek, kadının mihrine el koymak ve işçinin ücretini vermemek." Bihar'ul-Envar, c. 64, s. 26 * * * 275-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki giderleri en az olan nikah, bereketi en büyük nikahtır." Kenz'ul-Ummal, c. 16, s. 299 * * * 276-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin kadınlarından en üstünü yüzü güzel, mihirleri en az olanlardır." Bihar'ul-Envar, c. 103, s. 236 * * * 277-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Evlen; demirden bir yüzük ile de olsa." Kenz'ul-Ummal c. 16, s. 321 * * * 278-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir avuç bulgur veya hurmayı mihir olarak veren kimseye (razı olduğu takdirde kadının) nikahı helal ve sahihtir." Kenz'ul-Ummal, c. 16, s. 321 * * * 379-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Resulullah (s.a.v), Ali'yi üç dirhem değerindeki zırh karşılığında Fatıma (a.s) ile evlendirdi." Vesail'uş-Şia, c. 21, s. 251 Konular İman ve Doğruluk Gölgesinde Evlilik 280-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ahlakını ve dinini beğendiğiniz biri (evlenmek için) size gelirse (kızınızı verip) onu evlendirin." Ya Resulullah (s.a.v) soyu düşük olsa da mı? diye sorulunca da Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: "Ahlakını ve dinini beğendiğiniz biri (evlenmek için) size gelirse (kızınızı verip) onu evlendirin. Eğer (ahlakı ve dini güzel olduğu halde soyu veya benzeri sebeplerden dolayı kendisine kızı vermez ve gerekeni) yapmazsanız yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar." et-Tehzib, c. 7, s. 394 * * * 281-İmam Cevad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dininden ve emanetdarlığından razı olduğunuz birisi sizinle evlenmek isterse onunla evlenin." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 393 * * * 282-Adamın biri İmam Hüseyin (a.s)'ın yanına gelerek şöyle dedi: "Benim bir kızım var, onu kiminle evlendirmemi istersin?" İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurdu: "Allah azze ve celle'den sakınan kimse ile evlendir. (zira bu şahıs) onu severse kendisine ikram eder, buğz ederse asla zulüm etmez." el-Müstetref, c. 2, s. 218 * * * 283-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kızını fasık biri ile evlendiren şüphesiz ki onunla sıla-i rahimini (yakınlığını) kesmiştir." el-Müheccet'ül-Beyza, c. 3, s. 94 Konular * * * Evlilikte Erkeğin Niyeti 284-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir kadınla sadece yüzünün güzelliği için evlenen kimse (din ve ahlakını göz önünde bulundurmayan kimse) şüphesiz ki onda sevdiği şeyi bulamaz. Her kim de bir kadınla malı için evlenirse Allah da onu o malıyla baş başa bırakır. O halde siz dindar olanlarını seçiniz." (Zira bütün hayır ve saadet onun varlığında gizlidir.) et-Tehzib, c. 7, s. 399 * * * 285-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kadınla malı için evlenirse Allah onu o malıyla baş başa bırakır. (Yani zorluklar karşısında ilahi inayet ve lütuftan mahrum bırakır.) el-Kafi, c. 5, s. 333 * * * 286-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kadınla malı için evlenire Allah onu o malına havale eder. Her kim bir kadınla güzelliği için evlenirse onda istemediği şeyleri görür. Her kim de bir kadınla dini için evlenirse Allah bütün o güzellikleri kendisi için bir araya toplar." et-Tehzib, c. 7, s. 399 * * * 287-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kadınla güzelliği için evlenirse Allah o kadının güzelliğini kendisi için bir günah ve azab sebebi kılar." Vesail'uş-Şia, c. 20, s. 53 * * * 288-İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah azze ve celle ve sıla-ı rahim için evlenen kimseye Allah mülk ve keramet tacını giydirir." Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 3, s. 385 * * * 289-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kadınlarla güzelliği için evlenmeyin. Zira güzelliği iffetsizliğine neden olabilir. Kadınlarla malı için de evlenmeyin, zira malı da tuğyan ve isyanına neden olabilir. Kadınla dini için evlenen kimseye, Allah bütün bu güzellikleri bir araya toplar." el-Müheccet'ül-Beyza, c. 3, s. 85 Konular * * * Geçimini Temin Etmek 290-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Melundur, ailesini zayi eden/muhtaç bırakan kimse melundur." Men La Yehzuruh'ul-Fakir, c. 3, s. 168 * * * 291-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim hanımının kötü ahlakına sabrederse (küstahlığı sebe¬biyle ona kızmaz onu dövmez, kötü laf etmez, iyi ge¬çindirir ve ayni ile mukabelede bulunmazsa) sabır mü¬kafatını Allah’tan dilemelidir. Allah-u Teala şükredenle¬rin sevabını mutlaka verecektir.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 16 * * * 292-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ailesinin geçimi için çalışan kimse Allah yolunda cihad eden kimse gibidir.” el-Kafi, c. 5, s. 88 Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 168 * * * 293-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Erkek için ailesini zayi etmesi/nafakasız terk etmesi kendisine günah olarak yeter.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 168 * * * 294-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ailesinin sorumluğunu üstlenmek erkeğin saadet ve mutluluğun¬dandır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 168 * * * 295-Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının bel¬gelerindendir. Bunlarda, düşünen kavim için dersler vardır.” Rum Suresi/21 * * * 296-Bihar’ul-Envar kitabında Peygamberden şöyle nakledilmiştir: Osman b. Maz’un’un eşi Ümmü Se¬leme’nin evine geldi. Ümmü Seleme kendisine, “Neden güzel koku sürünmüyor, süslenmiyor, kına ve benzeri şey kullanmıyorsun?” diye sordu. O şöyle dedi: Şüphe¬siz ki eşim Osman b. Maz’un falan günden beri bana hiç yaklaşmamıştır. Ümmü Seleme, “Neden?” diye sordu. O şöyle dedi: “O kendine kadını haram kılmış ve kenara çekilmiştir.” Bunun üzerine Ümmü Seleme Resulullah (s.a.v)’e bunu haber verdi. Resulullah (s.a.v) ise hemen ashabını toplayarak onlara şöyle buyurdu: “Kadınlardan yüz mü çeviriyorsunuz, şüphesiz ki ben kadınların yanına gidiyorum, gündüzleri yemek yi¬yorum, geceleri uyuyorum. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse şüphesiz ki benden değildir.” Bihar’ul-Envar, c. 93, s. 73 * * * 297-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim ge¬çim korkusu ile evlilikten kaçınırsa Allah azze ve celle’ye kötü zanda bulunmuştur. (Allah’ı kullarına rızık vermekten aciz kabul etmiştir.) Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 3, s. 385 * * * 298-Abdussamed b. Beşir, İmam Rıza (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Kadının biri Ebu Cafer -İmam Sadık- (a.s)’a şöyle dedi: “Allah sana iyilik versin, şüphesiz ki ben dünyayı terk etmiş bir kadınım.” İmam (a.s) kendisine şöyle dedi: “Dünyayı terk etmekten maksadın nedir?” Kadın, “Asla evlenmek istemiyo¬rum.”dedi. İmam (a.s), “Neden?” diye sordu. Kadın, “Büyük bir fazilete erişmek istiyorum.”dedi. Bunun üzerine İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Git, eğer bu iş üs¬tün bir şey olsaydı şüphesiz ki Fatıma (a.s) sana bundan daha evla ve müstahaktı. Zira kadınlardan hiç kimse ondan daha üstün olamamıştır.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 219 * * * 299-Eba Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: “Üç ka¬dın Peygamber (s.a.v)’in yanına gelerek konuştular. Bi¬risi şöyle dedi: “Şüphesiz ki eşim et yemiyor.” Diğeri ise şöyle dedi: “Şüphesiz ki eşim asla kadınlara (bana) yak¬laşmıyor.” Diğeri de şöyle dedi: “Şüphesiz ki eşim asla güzel koku sürünmüyor.” Peygamber abasını yerden sürükler bir halde (kızarak) minbere çıktı. Allah’a hamd-u sena ettikten sonra şöyle buyurdu: “Ashabım¬dan bir gruba ne olmuş ki et yemiyor, güzel koku sü-rünmüyor ve kadınlara yaklaşmıyor.” el-Kafi, c. 5, s. 496 * * * 300-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Osman b. Maz’un’un eşi Peygamber (s.a.v)’e gelerek şöyle dedi: “Ya Resulullah şüphesiz ki Osman gündüzleri oruç tutuyor ve geceleri de ibadet ediyor.” Bunun üzerine Peygamber kızarak çıktı. Öyle ki ayakkabılarını elinde taşıyordu. Sonunda Osman’ı namaz kılarken gördü. Osman Peygamber (s.a.v)’i görünce döndü. Peygamber kendisine şöyle buyurdu: Ey Osman, Allah beni ruhbaniyet ile göndermemiştir. Beni hanif/adil, kolay ve fıtrat ile uyumlu bir din üzere gönderdi. Ben de oruç tutuyorum, namaz kılıyorum, ehlimle muaşeret ediyo¬rum. O halde her kim benim fıtrat ve dinimi severse, benim sünnetime uymalıdır. Sünnetimden biri de şüp¬hesiz ki nikahtır/evliliktir. el-Kafi, c. 5, s. 494 * * * Konular Eşine Saygı Göstermek 301-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Eşi ken¬disine gazab eden kadına eyvahlar olsun. Eşi kendisin¬den razı olan kadına ne mutlu.” Bihar’ul-Envar, c. 8, s. 310 * * * 302-Hz. Fatıma (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Sizin en iyileriniz/hayırlı olanlarınız insanlara karşı en iyi/yumuşak davrananlarınızdır. En değerli olanlarınız ise eşlerine karşı en merhametli ve bağışlayıcı olanları¬nızdır.” Delail’ul-İmame/İbn’il-Huseyn Muhammed b. Harun * * * 303-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: İki eşi ol¬duğu halde nefsi ve malı hususunda adalete riayet et¬meyen kimse kıyamet günü bedeninin yarısı zincire vu¬rulmuş ve diğer yarısı da doğrulmamış bir halde cehen¬nem ateşine girer.” Bihar’ul-Envar, c. 7, s. 214 * * * 304-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir kadın ile evlenen ona ikram etmelidir. Eşleriniz birer oyuncak (insana huzur veren bir şey) gibidir. Onu alan zayi et¬memelidir.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 224 * * * 305-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “(Her ne kadar kadınlar görevlerini yapmasa da) onlarla her durumda geçinmeye çalışın ve onlara güzel sözler söyleyin. Umulur ki kendilerini düzeltir, işlerini güzelleştirirler.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 223 * * * 306-Musa b. Cafer babalarından Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “İnsanın imanı art¬tıkça kadınlar hakkındaki sevgisi ve duygusu da artar.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 228 * * * 307-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Dünya¬dan bana sadece kadın ve güzel koku sevdirildi; ama gözümün nuru namazdadır.” Bihar’ul-Envar, c. 76, s. 141 ve el-Hisal, c. 1, s. 183 * * * 308-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “İnsanların en kötüsü (maddi açıdan) ailesini darlıkta koyandır.” Nur’ul-Ebsar Lil-Şeblenci * * * Konular Kadın ve Eşini Hoşnut Etmesi 309-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Rabbi nezdinde kadınlar için en üstün şefaatçi, sadece eşinin rızayetidir.” Bihar’ul-Envar, c. 81, s. 345 * * * 310-Ebu’l Hasan er-Rıza (a.s) Emir’el-Müminin Ali (a.s)’dan şöyle rivayet etmiştir: “Kadınlarınızın en iyisi beş kişidir.” Kendisine, “O beş kişi kimlerdir ey Emir’el-Müminin?” diye sorulunca da şöyle buyurdu: 1-Eşine karşı mütevazi ve tekebbürsüz veya masraf¬sız olan. 2-Yumuşak ahlaklı olan 3-Eşi ile uyumlu ve tüm işlerinde kendisine yardımcı olan 4-Eşini kızgın ve bitkin gördüğünde onu razı etme¬den asla gözlerine uyku girmeyen 5-Eşi yanından ayrılınca gıyabında (malını, yüzsu¬yunu, çocuklarını ve iffetini) koruyan… (Daha sonra şöyle buyurdu:) “Bu kimseler Allah’ın işçilerinden bir işçi sayılır ve şüphesiz ki Allah’ın işçisi olanlar asla ümitsiz olmaz, isteklerine nail olurlar.” el-Kafi, c. 5, s. 324 * * * 311-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eşi haklı olarak kendisine gazab ettiği halde geceyi geçiren kadı¬nın, eşi kendisinden razı olmadıkça asla namazı kabul olmaz.” el-Kafi, c. 5, s. 507 * * * 312-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Erkeği kadın üzerindeki hakkı kandili (ışığı) yakması, yemek hazırlaması, kapının eşiğine kadar kendisini güzel sözler ile uğurlaması ve özrü olmadıkça nefsini eşinden sa¬kınmamasıdır. Mekarim’ul-Ahlak, c. 2, s. 246 * * * 313-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadın eşinin hakkını eda etmedikçe asla Allah’ın hakkını eda edemez.” Müstedrek’ül-Vesail, c. 14, s. 257 * * * 314-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: Kadının biri Nebi (s.a.v)’e gelerek şöyle dedi: Ya Resulullah, er¬keğin kadın üzerindeki hakkı nedir?” Resulullah şöyle buyurdu: “Ona itaat etmen ve isyan etmemendir.” Vesail’uş-Şia, c. 10, s. 527 * * * Konular İyi Kadının Özellikleri 335-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının eşine (bir bardak) su içirmesi kendisi için gündüzleri oruç, geceleri ise ibadet edilen bir yıllık ibadetten daha hayırlıdır.” Vesail’uş-Şia, c. 20, s. 172 * * * 316-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının (eşi için) en güzel kokular sürmesi, en güzel elbiseler gi¬yinmesi, en güzel süsler ile süslenmesi ve gece gündüz nefsini eşine takdim etmesi kadının görevi¬dir/hakkıdır.” el-Kafi, c. 5, s. 508 * * * 317-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Kadının cihadı eşine iyi eşlik etmesidir.” Nehc’ül-Belağa, el-Kelimat’ul-Kısar/494 * * * 318-Ebi Cafer (a.s), Resulullah (s.a.v)’in şöyle bu¬yurduğunu nakletmiştir: “Allah azze ve celle şöyle bu¬yurmuştur: “Bir Müslüman için dünya ve ahiret hayrını bir araya toplamak istediğimde kendisi için huşu dolu bir kalp, çok zikreden bir dil, belalara sabreden bir be¬den, baktığında kendisini sevindirecek ve kendisi olma¬dığında/gıyabında malını ve nefsini koruyacak mümin bir eş karar kılarım/nasip ederim.” el-Kafi, c. 5, s. 327 * * * 319-Hz. Fatıma (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ruhum ruhuna feda olsun ve nefsim seni belalardan korumaya kalkan olsun ey Ebe’l-Hasan! (Hz. Ali); Eğer sen hayır ve iyilikte olursan, ben de seninle beraber olurum ve eğer sen zorluk ve belalarda olursan, yine de seninle be¬raber olurum.” * * * 320-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Melun¬dur, mel’undur; eşine eziyet eden ve üzen kadın mel’undur. Ne mutlu, ne mutlu; eşine ikram eden, ona eziyet etmeyen ve tüm durumlarda kendisine itaat eden kadına ne mutlu!” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 252 * * * 321-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki en iyi kadınlarınız; çok doğurgan, çok se-vimli/muhabbetli, sırları saklayan, iffetli, eşi karşısında mütevazi, ehli (yakınları) karşısında izzetli, süslerini ve güzelliklerini eşine açan, gayrisinden gizleyen, eşinin sözlerini güzel dinleyen, emirlerine itaat eden, yalnız kaldığında kendisinden istediğini veren, sürekli eşi için süslenen ve erkekler gibi süssüz/sade olmayanlardır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 5, s. 18, 367 ve Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 235 * * * 322-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Müslü¬man erkeğin saadeti şu dört şeye sahip olmadadır: 1-Saliha kadın 2-Geniş bir ev 3-(Kendisini hedefine rahat ve hızlı bir şekilde ulaştı¬ran) İyi bir binek 4-(Ahlak ve amelleri iyi olan) Salih bir evlat Bihar’ul-Envar, c. 104, s. 98 * * * 323-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının cihadı eşine iyi eşlik etmesidir. Kadının üzerinde en çok/büyük hakkı olan kimse de eşidir.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 256 * * * Konular Boşanma ve Neticeleri 324-Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzel¬likle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın; Allah'ın üzerinize olan ni¬metini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitab ve hik¬meti anın, Allah'tan sakının, Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.” Bakara Suresi/231. ayet * * * 325-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Evlenin, boşanmayın, zira Allah’ın arşı boşanmadan dolayı tit¬rer.” Vesail’uş-Şia, c. 22, s. 9 * * * 326-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Allah azze ve celle içinde evlilik olan evi sever. Ha¬keza içinde boşanmanın gerçekleştiği evden ise nefret eder.” el-Kafi, c. 6, s. 54 * * * 327-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki Allah azze ve celle evlilik veya boşanmadan maksadı, sadece tat almak/şehvetini tatmin etmek olan kadın ve erkekten buğz eder, (veya onlara) lanet eder.” el-Kafi, c. 6, s. 54 * * * 328-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şu dört haslete sahip olan ümmetimin kadınları şüphesiz ki cennete girer: Namusunu korur, eşine itaat eder, beş vakit namazını kılar ve Ramazan ayında oruç tutarsa...” Bihar’ul-Envar, c. 104, s. 107 * * * Konular Harama Bakmaktan Sakınmak 329-Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Mümin er¬keklere söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevir¬sinler, mahrem yerlerini korusunlar. Bu, onların arın¬masını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır.” Nur Suresi 30. ayet * * * 330-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Meşru olmayan bakış iblisin zehirli oklarından biridir. Her kim Allah azze ve celle için –başkası için değil- haram ba¬kıştan kaçınırsa Allah da kendisine tadına varacağı bir iman verir.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 18 * * * 331-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gözlerin zinası haram bakışlardır. Ağzın zinası haram öpüşme¬dir. Ellerin zinası haram dokunmadır; cinsel ilişki vaki olsun veya olmasın… (Yani her ne kadar cinsel ilişkide bulunmasa da bu haram işlerden birini yapan kimse bu organlarıyla zina etmiş sayılır ve de azap görecektir. Zira bu davranışları da onun iffetsizliğini ortaya koy¬maktadır.)” el-Kafi, c. 5, s. 559 * * * 332-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kendi¬sine helal olmayan kadının avret mahalline bakan er¬keğe Resulullah lanet etmiştir. Hakeza din kardeşinin eşine ihanet eden ve faydalanmak açısından kendisine muhtaç olduklarında insanlardan rüşvet isteyen kimseye de lanet etmiştir.” el-Kafi, c. 5, s. 559 * * * Konular Kadının Süslenmesi 333-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Erkeğin kadına, “seni seviyorum” demesi asla kalbinden çık¬maz.” Vesail’uş-Şia, c. 14, s. 10 * * * 334-İmam Bakır (a.s)’a kadınların başlarına takıp saçlarını tutturdukları tokanın hükmü sorulunca şöyle buyurdu: “Kadının eşi için güzel tokalar ile süslenmesi¬nin sakıncası yoktur.” el-Kafi, c. 5, s. 119 * * * 335-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Resulullah (s.a.v) kadının eşinden gayrisi için süslenmesini yasaklamıştır. Eşinden gayrisi için süslen¬diği takdirde Allah azze ve celle’nin onu ateşi ile yak¬ması bir haktır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 6 * * * 336-Eba Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizi (Ehl-i Beyt’i) en çok sevenler, kadınları en çok seven¬lerdir.” Vesail’uş-Şia, c. 14, s. 11 * * * 337-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadınlarınızın en hayırlısı iffetli olanlar, eşi için (başkası için değil) süslenip itaat edenlerdir.” Vesail’uş-Şia, c. 20, s. 30 * * * Konular Zina ve Zararlı Etkileri 338-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Tevrat’ta şöyle yazılmıştır: Ben Allah’ım, insanları öldüreni öldü¬rür ve zina edenleri darmadağın ederim.” el-Kafi c, 5, s. 554 * * * 339-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zina eden kimsenin üçü dünyada, üçü de ahirette olmak üzere altı sıfatı vardır: Dünyada olan üç sıfat; yüzündeki nurunu (nuraniyetini) gidermesi, kendisini fakir kılması ve ömrünü kısaltmasıdır. Ahirette olan üç sıfat ise; Al¬lah’ın gazabı, hesabının kötü oluşu ve cehennemde te¬melli kalışıdır.” el-Kafi, c. 5, s. 641 * * * 340-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ey İn¬sanlar, zina etmeyin; aksi takdirde eşleriniz de zina eder. Yaptığın her işin aynısı sana da yapılır.” el-Kafi, c. 5, s. 554 * * * 341-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendi¬sine haram olan bir kadını yaklaşan kimse, şeytan ile birlikte ateşten zincire vurulur ve cehenneme atılır.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 14 * * * 342-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Erkeğin, bu ve benzeri yollar ile (haram yollar ile) boşalması da zina sayılır.” el-Kafi c. 5, s. 541 * * * 343-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Hayvan¬lar ile cinsel ilişkide bulunan mel’undur, mel’undur. el-Kafi, c. 2, s. 270 * * * 344-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Kadınların birlikte yatması da (lezbiyencilik ve sevicilikleri de) zi¬nadır.” Kenz’ul-Ummal c. 5, s. 316 * * * Konular İslam’da Sağlık Meselesi 345-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah şu üç şeyi sever: Az konuşmayı, az uyumayı ve az ye¬meyi… Şu üç şeyden de Allah buğz eder: Çok konuş¬maktan, çok uyumaktan ve çok yemekten…” el-İsna Aşeriye, s. 92 * * * 346-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gücünüz yettiğince temiz olun, şüphesiz ki Allah-u Teala İslam’ı temizlik üzere bina etmiştir. Temiz olmayanlar cennete de giremez.” Kenz’ul-Ummal, 20062 * * * 347-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Çok yemek bir çok hastalıklara neden olur.” Gurer’ul-Hikem, s. 359 * * * 348-Hasan b. Cehm şöyle diyor: Ebu’l-Hasan Musa b. Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur: Sünnetlerden beş şey insanların başında, beş şey de bedenlerindedir: Başında olan beş şey: Dişlerini fırçalamak, bıyıklarını kısaltmak, saçlarını ayırmak, mazmaza ve istinşak etmek (ağzına ve burnuna su çekmek)… Bedenlerde olan sünnetler ise; sünnet olmak, avret mahallindeki kılları traş etmek, koltuk altındaki kılları traş etmek, tırnaklarını kesmek ve istinca etmek (yani küçük veya büyük abdest aldı¬ğında temizlenmek.)” el-Hisal, s. 125 * * * 349-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s), İmam Hasan (a.s)’a şöyle buyurmuştur: “Seni doktora muhtaç etme¬yecek dört hasleti sana öğreteyim mi?” İmam Hasan (a.s), “Evet, öğret” diyince de Hz. Ali (a.s) şöyle bu¬yurdu: “ 1-Acıkmadıkça yemeğin başına oturma, 2-Henüz yemek için iştahın olduğu halde sofradan kalk 3-Ağzındaki lokmayı iyi çiğne 4-Yatarken tuvalet ihtiyacını gider. Bunları yapacak olursan şüphesiz ki doktora muhtaç olmaktan kurtulursun.” Vesail’uş-Şia, c. 24, s. 245 * * * Konular Toplumsal İlişkiler ve Kazanç 350-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Herhangi birisi pazardan bir yiyecek alır, kırk gün onu evinde saklar, Müslümanların pazarında kıymeti artınca da onu satar (sonra da bu vurgunculuk günahından arınmak için) bütün değerince sadaka verecek olursa, yine de bu yaptığı günahın kefareti olamaz.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 89 * * * 351-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Fıkhı olmaksızın ticarete atılan kimse mutlaka faize düşer.” Bihar’ul-Envar, c. 103, s. 93 * * * 352-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Alış veriş yapan insan şu beş sıfattan uzak durmalıdır, aksi tak¬dirde bir şey alıp satmamalıdır. (Bu beş şey şunlardır:) Faiz, yemin içmek, malın aybını saklamak, satınca öv¬mek ve alınca yermek.” el-Hisal, c. 1, s. 286 * * * 353-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünyada rızkı; insanlara muhtaç olmamak, ailesini genişlikte tutmak ve komşularına ihsanda bulunmak için taleb eden kimse kıyamet günü yüzü ayın on dördü gibi par¬lak ve nurani olduğu bir şekilde Allah azze ve celle’yi mülakat eder. el-Kafi, c. 5, s. 78 Konular Alış-Verişlerde Sahtekarlık Etmek 354-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim Müs¬lüman kardeşine karşı kalbinde bir hile düşündüğü halde geceler ve sabahlarsa tövbe edinceye kadar Al¬lah’ın gazabında olur.” Sefinet’ul-Bihar, c. 2, s. 318 * * * 355-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Her kim Müs¬lüman kardeşine karşı bir hile düşünürse, Allah rızkının bereketini alır, geçimini bozar ve onu kendi nefsiyle baş başa bırakır.” Vesail’uş-Şia, c. 17, s. 283 * * * 356-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Peygam¬ber (s.a.v) süte su katıp satmayı yasaklamıştır.” et-Tehzib, c. 7, s. 13 * * * 357-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizlere hile ve sahtekarlık yapan kimse bizden değildir.” Furu’ul-Kafi, c. 5, s. 160, 1 * * * 358-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Alış-verişle¬rinde müslümanları aldatan kimse bizden değildir. Allah kıyamet gününde onu Yahudiler ile haşr eder. Zira Ya¬hudiler müslümanları en çok aldatan kimselerdir.” Bihar’ul-Envar, c.103, s. 80 * * * Konular Şehvet 359-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendim¬den sonra ümmetim hakkında şu üç şeyden korkuyo¬rum: Marifetten sonra dalalet (yani anne babası Müs¬lüman ve yaşadığı yer islami bir çevre olduğu halde inanç, ahlak veya amellerinde doğru yoldan sapmak), saptırıcı fitneler (yani dünyada olan olaylar karşısında sabredememeleri ve tevhidin yücelerinden şehvetperestliğin uçurumuna yuvarlanmaları) ve şehvet (cinsel içgüdüler)” el-Kafi, c. 2, s. 79 * * * 360-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah nezdinde en üstün ibadet; karın (mide) ve cinsel or¬ganların iffetidir.” el-Kafi c. 2, s. 80 * * * 361-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim günah ve şehvetini tatmin imkanı olduğu halde sadece Allah azze ve celle’den koktuğu sebebiyle sakınırsa Al¬lah ona cehennemi haram kılar ve onu (kıyamet gü¬nünde) büyük korkudan emanda kılar.” Mekarim’ul-Ahlak, 429 * * * 362-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim karnının, dilinin ve cinsel organının şerrinden emanda olursa (adeta bütün günahlardan) korunmuş olur.” el-Müheccet’ül-Beyza * * * 363-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “(Günah esnasında) lezzetlerin geçiciliğini ve azabın ebediliğini düşünün.” Nehc’ül-Belağa, 553 * * * 364-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim şehvet üzere bir çocuğu öperse Allah azze ve celle ceza gününde ağzına ateşten bir gem vurur.” el-Kafi, c. 5, s. 548 * * * 365-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hiçbir cihad karın (mide) ve cinsel organın iffetinden daha üstün değildir.” el-Kafi, c.2, s. 79 * * * Konular Dünya Malına Tamah Etmek 366-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İki günü bir olan (ilerlemeyen kimse) ziyandadır.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 173 * * * 367-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya¬nın misali, deniz suyunun misalidir. Susuz kimse ne ka¬dar içerse içsin, onu öldürünceye dek sürekli susuzlu¬ğunu arttırır.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 311 * * * 368-İmam Ali b. Muhammed el-Hadi (a.s) şöyle bu¬yurmuştur: “İnsanlar dünyada mallarıyla, ahirette ise amelleri iledir. (Yani dünyevi makamlar mal ile uhrevi makamlar ise ameller ile elde edilir.)” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 378 * * * 369-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümme¬timin kadınlarının helak ve yok oluşu altın ve (yabancı erkeklerin karşısında giydikleri) ince elbisedendir. Üm¬metimin erkeklerinin helak ve yok oluşu ise ilmi terk edip mal toplamalarındandır. Mecmua-i Verram * * * Konular Fani Dünya ve Helak Edici Cazibesi 370-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Ölü, defin edilmek için omuzlarda taşındığında ruhu cesedinin üstünde durur ve şöyle nida eder: “Ey ehlim, ey ço¬cuklarım, dünya beni aldattığı gibi sizi de aldatmasın, malın helalinden ve haramından topladım, sonra başka¬sına bıraktım. Şimdi ise lezzeti başkalarına, azabı ise bana kalmıştır. O halde başıma gelenlerden sakının.” Bihar’ul-Envar, c. 6, s. 161 * * * 371-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “İnsan ecelini ve süratle gelişini görecek ol¬saydı arzularından ve dünyayı taleb etmekten nefret ederdi.” Bihar’ul-Envar, c. 73, s. 166 * * * 372-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya¬nın misali, yılan misalidir. Dokunuşu/derisi yumuşak, içi ise öldürücü zehirdir. Akıl sahibi insanlar ondan ka¬çar, çocuklar ise onu yakalamak isterler.” el-Kafi, c. 2, s. 315 * * * 373-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya sevgisi, bütün günahların başıdır.” el-Kafi, c. 2, s. 315 Konular Gafil İnsanlar 374-İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüp¬hesiz ki insanlar dünyanın kuludur. Dinleri sadece laf¬tadır, maişetleri/geçimleri temin edildiği müddetçe di¬nin etrafında dönerler. Belalar ile imtihan edildikleri takdirde ise dindar olanları azalır.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 117 * * * 375-İmam Mücteba şöyle buyurmuştur: “Yiyeceğini düşündüğü halde, ruhi/fikri yönlerini düşünmeyen kimseye şaşarım. Zira o kendisine eziyet eden yiyecek¬lerden karnını/midesini koruduğu halde, göğ¬sünü/kalbini kendisini helak edecek şeylere açar.” Sefinet’ul-Bihar, c. 2, s. 84 * * * Konular Öldürücü Hırs ve Arzular 376-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Şüphesiz ki cimrilik, hırs ve korkaklık, farklı/dağınık iç güdülerdir ki hepsi Allah’a kötü zanda bulunma hususunda birleşir.” Nehc’ül-Belağa, 53. Mektup * * * 377-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Adem oğlu için altın ve gümüş dolusu iki nehir aksa yine de üçüncüsünü ister.” Men La Yehzuruh’ul-Fakih, c. 4, s. 418 * * * 378-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kalbi dünyaya bağlanan kimse üç şeye bağlanmış olur: Bit¬meyen bir hüzün, ulaşamayacağı arzular ve kavuşama¬yacağı ümitler.” el-Kafi c. 2, s. 320 * * * 379-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Bir çok kötü insan eceli geldiği halde (dünya malını) taleb etmek ile uğraşır.” Gurer’ul-Hikem, s. 240 * * * Konular Kibir Ve Gurur 380-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: Kendi başına hareket etme, şüphesiz ki kendi başına hareket eden helak olur.” Tesnif-u Gurer’ul-Hikem, s. 443 * * * 381-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Her kim kendini büyük görürse Allah nezdinde küçük sayılır.” Tesnif-u Gurer’ul-Hikem, s. 308 * * * 382-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “İnsanlar iki şeyden helak olmuşlardır: “Fakir¬lik korkusu ve üstünlük taslama isteği” Bihar’ul-Envar, c. 72, s. 39 * * * 383-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Kendini beğenmekten/zahiri güzelliklerine güvenmekten ve kendini övmede aşırı gitmekten sakın. Zira bu şeytanın en sağlam/güvenilir fırsatlarından bi¬ridir.” Gurer’ul-Hikem, s. 298 * * * 384-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kalbinde bir zerre kibir bulunan kimse asla cennete giremez.” el-Kafi, c. 2, s. 310 Konular Tasarruflu/İktisatlı Olmak 385-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “İkti¬satlı/tasarruflu olan kimsenin fakir olmayacağına ben kefilim.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 347 * * * 386-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Siyasetin başı yumuşaklık ve uyum içinde ol¬maktır.” Gurer’ul-Hikem, s. 182 * * * 387-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “İhtiyaçtan fazlası israftır.” Müstedrek’ül-Vesail, c. 15, s. 271 * * * 388-İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer in¬sanlar yiyeceklerinde iktisatlı olsalardı sağlam/güçlü bedenlere sahip olurlardı.” Bihar’ul-Envar, c. 66, s. 334 * * * 389-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Mezar¬lıktan geçen herkese mezardakiler şöyle seslenir: “Ey gafil! Bizim bildiğimiz şeyi sen de bilseydin, bedenin¬deki bütün etler erirdi.” İrşad’ul-Kulub Konular Meşveret/Danışma 390-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her ne zaman yöneticileriniz, iyileriniz; zenginleriniz, en cö¬mertleriniz; İşleriniz, ise kendi aranızda şura ile olursa yeryüzü içindeki bütün güzellikleri sizin için ortaya çı¬karır. Ama eğer yöneticileriniz, en kötüleriniz; zenginle¬riniz, en cimrileriniz ve işleriniz de kendi aranızda şura ile olmazsa yerin altı sizler için yerin üzerinden daha hayırlı olur.” Minhac’us-Sadikin, c. 2, s. 373 * * * 391-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Her kim akıl sahipleriyle meşveret ederse akıllarının ışığından aydınlanır.” Gurer’ul-Hikem, s. 336 * * * 392-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Her kim akıl sahipleriyle meşveret ederse (bu meşveret onun) rüşt ve kemaline delalet eder ve (meş¬veret için) kabul ettiği kimseler vasıtasıyla bir nasihata/hayra erişir.” Bihar’ul-Envar, c. 75, s. 105 * * * 393-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Meşveret eden kimse asla mutsuz/şaki olmaz. Kendi başına ha¬reket eden kimse ise asla mutlu olamaz.” Nehc’ül-Fesahe 533 * * * Konular İş ve Tembellik 394-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İbadet yetmiş cüzdür. En üstünü ise helalinden kazanç sağla¬maktır.” et-Tehzib, c. 6, s. 324 * * * 395-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Heyhat! Heyhat! İşsizlik ve tembelliğe alışmış kimseler nasıl saadete erişebilir?” Gurer’ul-Hikem, s. 197 * * * 396-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Tembellik ve tahammülsüzlükten uzak dur, zira bunlar bütün kö¬tülüklerin anahtarıdır.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s. 175 * * * 397-Enes bin Malik şöyle rivayet etmektedir: “Resulullah (s.a.v) Tebük gazvesinden dönünce Sa’d’ul Ensari onu karşıladı. Peygamber (s.a.v) kendisiyle to¬kalaştıktan sonra ona şöyle buyurdu: “Elindeki bu na¬sırlar neden oluştu?” Sa’d şöyle cevap verdi: “Ya Resulullah ben, evimin geçimini kazanmak için ip ve kürekle çalışıyorum.” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) elini öptü ve şöyle buyurdu: “Bu el asla cehennem ate¬şini görmeyecek eldir.” Üsdü’l-Gabe, c. 2, s. 269 Konular Şehid ve Şahadet 398-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her iyili¬ğin üstünde bir iyilik vardır. Ancak kul Allah azze ve celle yolunda şehit olunca (onun bu şahadetinden) daha üstün bir iyilik yoktur.” Bihar’ul-Envar, c. 100, s. 10 * * * 399-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda öldürülen kimseye Allah hiç bir kötülüğünü göstermez.” el-Kafi, c. 5, s. 54 * * * 400-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Nefsim elinde olan Allah’a and olsun ki bütün göklerin ve yerin ehli bir müminin katlinde birleşse veya onun katlinden razı olsa Allah hepsini cehennem ateşine atar.” Bihar’ul-Envar, c. 75, s. 149 * * * 401-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah azze ve celle’ye, Allah yolunda dökülen kan damlasın¬dan daha sevimli hiç bir damla yoktur.” Vesail’uş-Şia, c. 15, s. 14 * * * Konular Beklenilen Mehdi (as) ve Adaletin Hakimiyeti 402-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Mehdi (a.s) benim itretimden ve Fatıma (a.s)’ın evlatlarından¬dır.” Sünen-i Ebi Davud, c. 4, s. 107 * * * 403-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ehl-i Beyt’imden Kaim’i (Hz. Mehdi’yi) gören ve kıyamından önce kendisine uyan, dostuna dost olan, düşmanından uzaklaşan ve ondan önceki hidayet imamlarının velaye¬tini kabul eden kimseye ne mutlu! Onlar benim dostla¬rım, sevgi duyduğum ve ilgi gösterdiğim kimselerdir. Onlar benim için ümmetimin en değerli insanlarıdır.” Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 129 * * * 404-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah itretimden ve Ehl-i Beyt’imden birini gönderir. O yer¬yüzü zulümle dolduktan sonra, yeryüzünü adaletle dol¬durur.” el-Müsennef, c. 11, s. 371 * * * 405-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim ölür de zamanının İmamını (şu anda Hz. Mehdi’yi) ta¬nımazsa cahiliye üzere ölmüş gibidir.” Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c.2, s.83; c.3,s.446 ve c.4, s.96 Sahih-i Buhari c.5,s.13; Sahih-i Müslim c.6, s.21, 1849. Hadis ve Ehl-i Sünnet alimlerinin yazdığı 25 kaynak eserden naklen. 406-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Eğer Kaim’imiz (Hz. Mehdi) kıyam edecek olursa gök yağmurunu nazil buyurur, yer yüzü bitkile¬rini yeşertir. Kulların kalbinden kin ve düşmanlık silinir, yırtıcı ve evcil hayvanlar birbirlerinden korkmazlar.” Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 316 * * * 407-Ebi Carud şöyle diyor: “İma Bakır (a.s)’a şöyle dedim: “Ey İbn-i Resulullah size olan sevgimi bağlılı¬ğımı ve dostluğumu biliyor musunuz?” İmam Bakır (a.s), “Evet” deyince de şöyle dedim: “O halde size bir soru sormak ve cevabınızı almak istiyorum. Şüphesiz ki benim gözlerim görmüyor, çok az yol yürüyebiliyorum ve sürekli sizleri ziyaret edemiyorum.” İmam Sadık (a.s), “İsteğini söyle” diye buyurunca da şöyle dedim: “Siz ve Ehl-i Beyt’inizin, kendisiyle Allah azze ve celle’ye ibadet ettiğiniz dini bana söyle, ben de o din vesilesiyle Allah azze ve celle’ye ibadet edeyim. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu: “Gerçi kısa bir söz söyledin, ama büyük bir soru sordun. Vallahi benim ve babaları¬mın Allah azze ve celle’ye ibadet ettiği dini sana da söyleyeceğim. (O din şudur) Allah’tan başka ilah olma¬dığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şaha¬det etmek, Allah nezdinden nazil olan her şeyi ikrar etmek, velimizin velayetini kabul etmek, düşmanları¬mızdan beri olmak, emrimize teslim olmak, Kaim’imizi beklemek (farz ve helal işlerde) çalışmak ve (günahlar¬dan) sakınmak.” el-Kafi, c. 1, s. 34 * * * 408-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim’imiz kıyam edince elini kulların başının üstüne koyar, böylece akıllarını bir araya toplar gelişimlerini kemale erdirir. Allah görüşlerini ve duyuşlarını güçlen¬dirir. Öyle ki kendileriyle Kaim (Hz. Mehdi) arasında hiç bir örtü/engel kalmaz. Onlarla konuşmak istedi¬ğinde duyarlar ve kendi mekanında olduğu halde onu görürler.” Yevm’ul-Halas, s. 269 * * * 409-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Kaim (Hz. Mehdi) zamanında bir mümin doğuda olsa batıda olan kardeşi kendisini görür. Hakeza, batıda olsa, doğuda olan kardeşi kendisini görür.” Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 391 410-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “(Hz. Mehdi) Rükn ve Makam arasında durur, yüksek sesle şöyle seslenir: “Ey benim temsilcilerim, özel dostlarım, ey ben zuhur etmeden Allah’ın bana yardım etmesi için yeryüzünde hazırladığı kimseler, itaat ederek bana ge¬lin.” Onlar yeryüzünün doğu veya batısında mihrap veya yataklarında olduğu halde İmam (a.s)’ın sesini işi¬tirler. Bu bir tek ses onların hepsinin kulağına gider ve hepsi ona doğru hareket ederler. Çok geçmeden göz açıp kapatıncaya kadar hepsi huzuruna varırlar. Bu (azametli toplantı) Rükün ve Makam arasında (güneş doğmadan önce) gerçekleşecektir.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 7 * * * 411-İmam Sadık (a.s), Mufazzal’a Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhuru hakkında bir şeyler söyledikten sonra şöyle bu¬yurdu: “Ey Mufazzal Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili haberleri Şiilerimize de haber ver ki dinlerinde şekke düşmesin¬ler.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 6 * * * 412-İmam Mehdi (a.f.) şöyle buyurmuştur: “Ben Mehdi’yim, ben zamanın Kaim’iyim, yeryüzü zulümle dolduktan sonra onu adaletle dolduracak olan benim. Şüphesiz ki yeryüzü hüccetsiz kalmaz. İnsanlar asla be¬lirsizlik/şaşkınlık içinde bırakılmaz. Bunlar sana bir emanettir. Sadece hak ehli olan kardeşlerine söyle.” Kemal’ud-Din, s. 445 * * * 413-İmam Mehdi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ama çağdaş meselelerde hadislerimizi rivayet edenlere müra¬caat ediniz. Şüphesiz ki onlar benim sizlere olan hücce¬timdir ve ben Allah’ın sizin üzerinize olan hüccetiyim.” Kemal’ud-Din, s. 484 * * * 414-İmam Mehdi (a.s) Şeyh Müfid’e yazdığı bir mektupta şöyle buyurmuştur: “Biz sizin haberlerinizi ve durumunuzu tümüyle biliyoruz. Sizlerle ilgili hiç bir şey bize gizli değildir.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 175 * * * 415-Aynı mektupta şöyle yazılmıştır: “Biz sizi yö¬netmede ve halinize riayet etmede ihmalkarlık etmeyiz. Zikrinizi/adınızı unutmayız. Aksi taktirde her taraftan belalar üzerinize iner ve düşmanlarınız sizi yok ederdi. O halde Allah’tan korkun.” Bihar’ul-Envar, c. 53, s. 175 Konular Ahir Zamanda İslam Ümmeti 416-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki alimlere sadece güzel elbise¬leri sebebiyle ikram edecekler, Kur’an’ı sadece güzel ses sebebiyle dinleyecekler ve Allah’a sadece Ramazan ayında ibadet edeceklerdir. Kadınlarının hayası kalma¬yacak, fakirlerinin sabrı tükenecek, zenginleri cömertlik etmeyecek ve az ile yetinmeyecek, çok ile doymayacak¬lardır. Bütün himmetleri/gayretleri karınları olacak, dinleri dinar ve kıbleleri kadın olacaktır. Evleri camileri olacak, alimlerinden koyunların kurtlardan kaçtığı gibi kaçacaklardır. Böyle oldukları zaman Allah da onları üç şeye müptela kılar: Evvela mallarından bereketi kaldırır, ikinci olarak onlara zalim sultanları musallat eder ve üçüncü olarak da dünyadan imansız olarak ayrılırlar.” Vekayi’ul-Eyyam, s. 439 * * * 417-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümme¬time öyle bir zaman gelecek ki yöneticileri zalim, alim¬leri tamahkar ve takvasız olacaktır, ibadet edenleri riya¬kar, tacirleri faizci, ayıpları gizlemeleri sadece alışverişte olacaktır. Kadınları dünya süsüne kapılacaklardır. O zaman kötüleri onlara musallat olur, iyileri dua eder de kendilerine icabet edilmez.” Bihar’ul-Envar, c. 23, s. 22 * * * 418-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki beş şeyi sevecekler ve beş şeyi de unutacaklardır: Dünyayı sevecekler, ahireti unuta¬caklar…Malı sevecekler, hesabı unutacaklar… Kadın¬ları sevecekler, Hur’ul Ayn’ı unutacaklar…Sarayları se¬vecekler, kabirleri unutacaklardır…Kendilerini seve¬cekler Rablerini unutacaklardır. Onlar benden uzaktır ve ben de onlardan uzağım.” el-İsna Aşeriye, s. 202 * * * Konular Ömrü Nasıl Yaşamak Gerektiği Hususunda 419-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ey Ebu Zer şu beş şeyi, beş şeyden önce ganimet bil: “Gençliği, yaşlılıktan önce; sağlığını, hastalığından önce; zenginli¬ğini, fakirlikten önce; boş vaktini, meşguliyetinden önce ve hayatını ölümden önce…” Bihar’ul-Envar, c. 77, s. 77 * * * 420-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Simyadan daha değerli olan şey Müminin öm¬ründen geri kalanıdır.” Gurer’ul-Hikem, s. 257 * * * 421-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü olunca insanların bir kısmı kalkıp cennetin kapı¬sına gelir ve kapıyı çalmaya başlarlar. Onlara, “Siz kim¬siniz? denir. “Onlar, “Biz sabır ehliyiz” derler. Kendile¬rine, “Neye sabrettiniz?” diye sorulur. Onlar, “Biz Al¬lah’a itaat ve isyan hususunda sabrettik” derler. Allah azze ve celle şöyle der: “Doğru söylüyorlar, onları cen¬nete koyun.” Bu da Allah azze ve celle’nin şu sözünün işaret buyurduğu şeydir: “Sabredenlere ecirleri, hesapsız olarak ödenir.” el-Kafi, c. 2, s. 75 * * * 422-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: Emel ve arzuları kısa ve fırsatları ganimet bilen kimseye ne mutlu!” Gurer’ul-Hikem, s. 206 * * * Konular Dinde Araştırma 423-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Haftada bir gün dini hususunda araştırma yapmayan ve dini hakkında soru sormayan Müslüman ne de kötüdür.” Bihar’ul-Envar, c. 1, s. 176 * * * 424-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’ın dininde araştırmalarda bulunursa Allah da ha¬yatını kendisine kolaylaştırır ve onu tahmin bile etme¬diği yerlerden rızıklandırır.” el-Müheccet’ül-Beyza, c.1, s. 15 * * * 425-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şii genç¬lerden birinin dini öğrenme hususunda çaba içinde ol¬madığını görürsem onu te’dib ederim/edeplendiririm." Bihar’ul-Envar, c. 1, s. 214 * * * 426-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şiilerime haber ver: Onlar iyiliği emrettikleri takdirde kıyamet günü kurtuluşa erenlerden olacaktır.” Bihar’ul-Envar, c. 2, s. 29 * * * 427-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümme¬timden her kim insanların dini hususunda ihtiyaç duya¬cakları kırk hadis ezberlerse, Allah da onu kıyamet günü fakih ve alim olarak haşr eder.” Bihar’ul-Envar, c. 2, s. 153 * * * Konular İyi Ahlak ve Güzel Faydaları 428-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki kul güzel ahlakı ile gündüzleri oruç tutan ve geceleri ibadet eden kimsenin makamına erişir.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 373 * * * 329-Emir’el-Müminin Ali (a.s) oğlu Hasan (a.s)’a şöyle buyurmuştur: Ey oğlum! Zenginlik akıldan daha üstün değildir, fakirlik cehalet gibi değildir. Hiçbir vah¬şet kendini beğenmekten daha şiddetli değildir. Hiçbir hayat güzel ahlaktan daha lezzetli değildir.” Bihar’ul-Envar, c. 78, s.111 * * * 430-İmam Hasan-i Mücteba (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki güzelliklerin en güzeli, güzel ahlaktır.” el-Hisal, s. 29 * * * 431-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Güzel ahlak şu üç şeydedir: Haramlardan sa¬kınmak, helal rızık talep etmek ve ailesini darlığa sok¬mamak.” Bihar’ul-Envar, c. 71, s. 394 * * * 432-Ebu Hamza Somali, Ali b. Hüseyin (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Güzel söz malı çoğaltır, rızkı arttırır, ölümü erteler, insanı ailesi nezdinde se¬vimli kılar ve cennete koyar.” el-Hisal, s. 317 * * * 433-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şu üç şeyden birini Allah nezdine götüren kimseye Allah da cenneti farz kılar: Darlıkta olduğu halde infak etmek, bütün insanlar için güler yüzlü davranmak ve nefsi hu¬susunda insaflı olmak. (Yani kendi zararına da olsa hakkı söylemek.)” el-Kafi, c. 2, s. 103 * * * 434-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ümme¬timi en çok cennete koyan şey, Allah’tan sakınmak ve güzel ahlaktır.” el-Kafi, c. 2, s. 100 * * * Konular Gazap ve Kötü Ahlakın Afetleri 435-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sirke balı bozduğu gibi, gazab da imanı bozar.” el-Kafi, c. 2, s. 302 * * * 436-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gazab her kötülüğün anahtarıdır.” el-Kafi, c. 2, s. 303 * * * 437-İmam Rıza (a.s) babalarından, onlar da Emir’el-Müminin (a.s)’dan şöyle nakletmektedirler: “Adamın biri Peygamber (s.a.v)’e şöyle dedi: Bana öyle bir amel öğret ki cennet ile aramızda hiçbir engel kalmasın.” Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu: “Asla gazab etme, insanlardan bir şey isteme ve kendi nefsin için istediğini insanlar için de iste.” Bihar’ul-Envar, c. 75, s. 27 * * * 438-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim gazabını kontrol ederse, Allah da onun ayıplarını örter.” el-Kafi, c. 2, s. 303 * * * 439-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gazap hikmet sahibi insanın kalbini öldürür.” (ve şöyle bu¬yurdu:) “Her kim gazabına sahip olmazsa, aklına da sa¬hip olamaz.” el-Kafi, c. 2, s. 303 Konular Mağfiret/Bağışlanma Talebi 440-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Kendinize istiğfarın güzel kokusunu sürün ki günahların kötü kokusu sizi rezil etmesin.” Bihar’ul-Envar, c. 6, s. 22 * * * 441-Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyur¬muştur: “Bütün nimetleri sebebiyle hamd Allah’a öz¬güdür, Allah’tan her hayırlı işi dilerim, her kötülükten Allah’a sığınırım ve her günahtan dolayı Allah’a istiğ¬farda bulunurum.” Bihar’ul-Envar, c. 94, s. 242 * * * 442-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: Resulullah (s.a.v)’e, “kulların en hayırlısı kimdir?” diye sorulunca Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Onlar iyilik edince sevinirler ve kötülük edince de istiğfarda bulunurlar, kendilerine ihsan edilince teşekkür ederler, belaya dü¬şünce sabır ederler ve gazaplanınca da bağışlarlar.” el-Hisal, s. 317 * * * 443-İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kul Al¬lah’a istiğfarda bulunmayı arttırınca amel defteri ışıl¬dar/nur saçar bir halde göğe yükselir.” Mekarim’ul-Ahlak, s. 313 * * * Konular Cemaat Namazı 444-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kul na¬mazını cemaat ile kılar ve sonra da Allah’tan hacetini dilerse Allah hacetini gidermemekten haya eder.” Bihar’ul-Envar, c. 88, s. 4 * * * 445-İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cemaat namazının yalnız kılınan namazdan üstünlüğü her re¬kata karşılık (sevabının) iki bin rekat oluşudur.” Bihar’ul-Envar, c. 4, s. 88, Vesail’uş-Şia, c. 8, s. 290 * * * 446-Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İnsanın cemaat ile kıldığı bir namazı, kırk yıl evinde kıldığı na¬mazdan daha hayırlıdır.” Müstedrek’ül-Vesail, c. 6, s. 446 * * * 447-Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cemaat nama¬zına gelince… Şüphesiz ki ümmetimin yeryüzündeki safları meleklerin gökyüzündeki safları gibidir. Bir rekat cemaat namazı, her rekatı Allah nezdinde kırk yıl iba¬detten daha sevimli olan yirmi dört rekata denktir. Al¬lah kıyamet günü ilk ve son insanların hepsini hesap için topladığında Allah azze ve celle cemaat namazı için yürüyen her müminin kalbinden kıyamet gününün deh¬şet ve ızdırabını hafifletir. Sonra da ona cennete girme¬sini emreder.” Bihar’ul-Envar, c. 88, s. 6 * * * 448-(Gözleri görmeyen bir şahıs Resulullah (s.a.v)’in yanına gelerek şöyle dedi: “Ya Resulullah gözlerim görmüyor, ezan sesini duyunca elimden tutup beni ce¬maate getirecek ve seninle namaz kılmamı sağlayacak kimsem yok. Ne yapmalıyım?” Bunun üzerine Pey¬gamber (s.a.v) şöyle buyurdu:) “Evinden camiye bir ip uzat ve o ipin yardımıyla cemaate katıl.” et-Tehzib, c. 3, s. 266 * * * 449-İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cemaat namazını; rağbeti olmadığından veya hiçbir özrü ol¬maksızın Müslümanların cemaatinden ayrı kalarak terk eden kimsenin namazı yoktur.”(Yani namazı kabul ol¬maz.) Bihar’ul-Envar, c. 44, s. 11 * * * 450-İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki (İslam’da) cemaat namazı; ihlas, tevhit, İslam ve Allah’a ibadet, tertemiz, aşikar ve görünür olsun diye karar kı¬lınmıştır. Zira bunun açığa çıkarılmasında yeryüzünün doğu ve batısındaki insanlar üzerinde Allah’ın bir hüc¬ceti vardır. (Zira İslam’ın gerçekleri ortaya çıkar ve Al¬lah’a tevhit üzere ibadet şirk ve küfür nur karşısındaki karanlıklar gibi dağılır ve ayakta tutunamaz.) İki yüzlü ve dini hükümleri hafife alan kimseler de Müslüman olduklarını izhar ettikleri için ister istemez cemaate ka¬tılacak, ister istemez iddiaları üzere hareket edecekler¬dir. (Böylece toplumdaki insanların amelleri tek düze olacak ve hiç kimse bir hükmü çiğnemeyecektir.) Ayrıca insanların birbiri hakkındaki şahadetleri doğru ve mümkün olacaktır. (Zira Müslümanlık veya diğer hu¬suslarda şahadette bulunmak tanımaya bağlıdır. İnsan-ları tanımanın en iyi yolu ise cemaat namazıdır.) Ayrıca cemaat namazları iyilik ve takva üzere yardımlaşmaya sebep olacak ve Allah azze ve celle’ye karşı yapılan bir çok günahları engelleyecektir.” Bihar’ul-Envar, c. 88, s. 12 * * * Kitabın Bitiş Duası 451-İmam Bakır (a.s) duasında şöyle buyurmuştur: “Allah’ım, bizleri keramet (İslami azamet) sahibi bir devlette karar kılmanı dileriz. (Bu devlet şüphesiz ki Hz. Mehdi (a.s)’ın hak devletidir.) Bu kerim devlet sa¬yesinde İslam ve ehline izzet bağışlar, nifak ve ehlini de rezil rüsva edersin. Bizleri o hak devlette sana itaate da¬vet edenlerden ve hidayet yolunun öncülerinden karar kıl. Bu vesile ile (İslam ve Kur’an’ı uygulayan Hz. Mehdi’nin kerim devleti sayesinde) bizlere dünya ve ahiretin izzet ve kerametini nasip eyle.” Bihar’ul-Envar, c. 91, s. 6 * * * Kaynaklar 1-Kur’an-ı Kerim 2-Nehc’ül-Belağa, Emir’el-Müminin İmam Ali (A)’ın Seyyid Razi (r.a) vasıtasıyla toplanan hutbe, mektup ve sözleri 3-Sahife-i Seccadiye, İmam Seccad (A)’ın sözleri 4-Kemal’ud-Din, Şeyh Seduk 5-Bihar’ul-Envar, Muhammed Bakır Meclisi 6-Vesail’uş-Şia, Şeyh Hurr’il Amuli 7-et-Tehzib, Şeyh Tusi 8-Men La Yehzuruh’ul-Fakih, Şeyh Seduk 9-Mekarim’ul-Ahlak 10-Kenz’ul-Ummal, Şeyh Tebersi 11-Gurer’ul-Hikem 12-Şerh-u Gurer’ul-Hikem 13-Tesnif-u Gurer’ul-Hikem 14-Müstedrek’ül-Vesail, Allame Nuri 15-el-Müheccet’ül-Beyza, Feyz-i Kaşani 16-el-Hisal, Şeyh Seduk 17-el-İsna E’şeriye, Şeyh Hurr-i Amuli 18-Leal’il-Ahbar, Muhammed Nebi Tuyserkani 19-Sefinet’ul-Bihar, Şeyh Kumi 20-Müstedrek-i Sefinet’ul-Bihar, Şeyh Ensari 21-Şerh-i Nehc’ül-Belağa, İbn-i Ebil Hadid 22-Teraif’ul-Hikem, Mirza Ahmed Aştiyani 23-Mecmua-i Verram, Emir Verram-i Maliki 24-İrşad’ul-Kulup, Şeyh Deylemi 25-el-İrşad, Şeyh Müfid 26-Meani’ul-Ahbar, Şeyh Seduk 27-Vekayi’ul-Eyyam, Şeyh Abbas-i Kumi 28-Misbah’ul-Müteheccid, Şeyh Tusi 29-Sefat’uş-Şia, Şeyh Seduk 30-el-Emali, Şeyh Seduk 31-Uyun-u Ahbar’ir-Rıza 32-Munteh’el-Amal, Şeyh Kumi 33-el-Hayat, Muhammed Rıza Hekimi 34-Tuhef’ul-Ukul, el-Behrani 35-el-İhticac, Şeyh Tebersi 36-Üsd’ül-Gabe, İbn-i Esir 37-Şehab-ul Ahbar, Kazi Kazayi 38-İkab’ul-A’mal, Şeyh Seduk 39-E’lam’ul-Vera, Şeyh Tebersi 40-el-İmam Mehdi İnde Ehl-i Sünne, Mehdi Fakih İmani 41-Yevm’ul-Helas, Kamil Süleyman 42-Sünen-i İbn-i Mace, İbn-i Mace Kazvini 43-Sünen-i Ebu Davud, Süleyman Secistani 44--el-Müssenef, Ebu Bekir Sen’ani